Avrupa’nın en büyük iki iktisadı, bu diyalog modelini Rusya ile ileriye giden yol olarak görüyor. Lakin başta Hollanda olmak üzere Baltık ülkeleri ve Polonya görüşmeye karşı çıkıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Amerikan Başkanı’nın Rusya Devlet Lideri ile konuşması kâfi değil. Avrupa Birliği de (Moskova ile) farklı tartışma biçimleri oluşturmalı.” dedi.
Euronews’ta yer alan habere göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da diyalogun “Avrupa kıtasının istikrarı” için gerekli olduğunu belirterek, AB olarak “değerlerinden” yahut “çıkarlarından” vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
RUSYA’DAN ‘OLUMLU’ TEKLİF AÇIKLAMASI
Putin’in sözcüsü, Fransa ve Almanya’nın yaklaşımlarını “olumlu” olarak nitelendirdi. AB Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Brüksel’in Moskova’ya karşı ‘daha sağlam ve dirençli’ olması gerektiğini söylemiş oldu.
Paris ve Berlin, “iklim değişikliği, güç, sıhhat, terörizm ve organize kabahatle mücadeleyi” AB ve Rusya’nın bir arada çalışabileceği alanlar olarak belirleyerek Moskova ile iş birliğinin mümkün olduğunu kaydetti.
Üst seviye bir AB diplomatına göre, Belçika ve Danimarka teklifin fazlaca geç geldiğini ve tepede hususla ilgili bir muahedenin beklenmemesi gerektiğini vurguladı.
“PUTİN’İN OLDUĞU HİÇBİR TOPLANTIYA KATILMAM”
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Avrupa Kurulu üyesi olarak kendisinin Rusya başkanıyla yapılacak rastgele bir toplantıya katılmayacağını duyurdu.
Yalnızca AB kurumlarının liderleri ile Putin içinde yapılacak bir toplantının kendisini “rahatsız etmeyeceğini” kaydeden Rutte, görüşmeye katılmama öne sürülen sebebi olarak 2014’te Amsterdam-Kuala Lumpur seferini yaparken Ukrayna’da düşürülen Malezya Hava Yollarına ilişkin “MH17” uçağını gösterdi.
“RUSYA SALDIRGAN SİYASETİNİ DURDURMALI”
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Fransa ve Almanya’nın önerdiği diyalog çeşidinin fakat Rusya’nın “saldırgan siyasetini” durdurmasıyla mümkün olacağını söylemiş oldu. Varşova idaresi geçen hafta, Rusya’dan geldiğini söylemiş olduği büyük çaplı bir siber taarruza uğradığını duyurmuştu.
Morawiecki, “En yüksek siyasi seviyede rastgele bir direkt diyaloğu başlatmak, fakat gerçek bir tansiyonu azaltmanın ve saldırgan siyasetten fiilen geri çekilmenin olduğu bir durumda mümkün. Son siber akın bağlamında komşularımıza ve bize yönelik hibrit ataklar gördüğümüzde en üst seviyede bir diyalog başlatmak zor” diye konuştu.
“MOSKOVA YETERLİ NİYET GÖSTERMELİ”
Letonya Başbakanı Krisjanis Kariņs, Brüksel’de gazetecilere verdiği demeçte, bu biçimde bir toplantının gerçekleşmesi için Moskova’nın evvel güzel niyet göstermesi gerektiğini söylemiş oldu.
Kariņs, “Letonya Başbakanı olarak benim de telaşım şu ki, Avrupalı önderler olarak Rusya ile diyalog başlatmak istiyorsak, Rusya’dan da gelecek birtakım adımlara muhtaçlığımız var.” sözünü kullandı.
AVRUPA BİRLİĞİ-RUSYA KRİZİ
Kırım sorunu: AB ile Kremlin içindeki siyasi bağlantılar, Rusya’nın 2014 yılında Kırım Yarımadası’nı ilhak etmesi ve Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donbas bölgesinde ayrılıkçı Rus militanlarla Ukraynalı askerler içinde çıkan çatışmalar ve gerginlik daha sonrası kopma noktasına gelmişti.
AB’nin mart ayındaki yaptırımları seyahat yasağının yanı sıra Rus siyasalların AB sonları içerisindeki mal varlıklarının dondurulması ve bankacılık süreçlerinin askıya alınması üzere aksiyonları de kapsıyordu.
AB Kurulu, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit etmesi niçiniyle birliğin uygulamakta olduğu kısıtlayıcı önlemleri 15 Eylül 2021’e kadar uzatmıştı. Yaptırımlar uyarınca mal varlığı dondurulan ve seyahat yasağı uygulanan kişi sayısı 177, şirket sayısı ise 48.
Navalny krizi: Brüksel’in Rusya’daki insan hakları ihlalleri, keyfi tutuklama ve Kremlin karşısı Aleksey Navalny’nin mahpusa atılması sebebiyle birtakım Rus yetkililere yaptırım uygulaması daha sonrası, Moskova idaresi Avrupa Parlamentosu Lideri David Sassoli de dahil 8 AB yetkilisinin Rusya’ya girişinin yasaklandığını duyurmuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Navalny’e dayanak için yapılan yasa dışı protesto şovlarına katıldıkları sebebi öne sürülerek Almanya, Polonya ve İsveç’in büyükelçiliklerinden 3 diplomatı “istenmeyen kişi” ilan etmiş, bu üç ülke de Moskova’ya karşı benzeri adım atmıştı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Amerikan Başkanı’nın Rusya Devlet Lideri ile konuşması kâfi değil. Avrupa Birliği de (Moskova ile) farklı tartışma biçimleri oluşturmalı.” dedi.
Euronews’ta yer alan habere göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da diyalogun “Avrupa kıtasının istikrarı” için gerekli olduğunu belirterek, AB olarak “değerlerinden” yahut “çıkarlarından” vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
RUSYA’DAN ‘OLUMLU’ TEKLİF AÇIKLAMASI
Putin’in sözcüsü, Fransa ve Almanya’nın yaklaşımlarını “olumlu” olarak nitelendirdi. AB Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Brüksel’in Moskova’ya karşı ‘daha sağlam ve dirençli’ olması gerektiğini söylemiş oldu.
Paris ve Berlin, “iklim değişikliği, güç, sıhhat, terörizm ve organize kabahatle mücadeleyi” AB ve Rusya’nın bir arada çalışabileceği alanlar olarak belirleyerek Moskova ile iş birliğinin mümkün olduğunu kaydetti.
Üst seviye bir AB diplomatına göre, Belçika ve Danimarka teklifin fazlaca geç geldiğini ve tepede hususla ilgili bir muahedenin beklenmemesi gerektiğini vurguladı.
“PUTİN’İN OLDUĞU HİÇBİR TOPLANTIYA KATILMAM”
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Avrupa Kurulu üyesi olarak kendisinin Rusya başkanıyla yapılacak rastgele bir toplantıya katılmayacağını duyurdu.
Yalnızca AB kurumlarının liderleri ile Putin içinde yapılacak bir toplantının kendisini “rahatsız etmeyeceğini” kaydeden Rutte, görüşmeye katılmama öne sürülen sebebi olarak 2014’te Amsterdam-Kuala Lumpur seferini yaparken Ukrayna’da düşürülen Malezya Hava Yollarına ilişkin “MH17” uçağını gösterdi.
“RUSYA SALDIRGAN SİYASETİNİ DURDURMALI”
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Fransa ve Almanya’nın önerdiği diyalog çeşidinin fakat Rusya’nın “saldırgan siyasetini” durdurmasıyla mümkün olacağını söylemiş oldu. Varşova idaresi geçen hafta, Rusya’dan geldiğini söylemiş olduği büyük çaplı bir siber taarruza uğradığını duyurmuştu.
Morawiecki, “En yüksek siyasi seviyede rastgele bir direkt diyaloğu başlatmak, fakat gerçek bir tansiyonu azaltmanın ve saldırgan siyasetten fiilen geri çekilmenin olduğu bir durumda mümkün. Son siber akın bağlamında komşularımıza ve bize yönelik hibrit ataklar gördüğümüzde en üst seviyede bir diyalog başlatmak zor” diye konuştu.
“MOSKOVA YETERLİ NİYET GÖSTERMELİ”
Letonya Başbakanı Krisjanis Kariņs, Brüksel’de gazetecilere verdiği demeçte, bu biçimde bir toplantının gerçekleşmesi için Moskova’nın evvel güzel niyet göstermesi gerektiğini söylemiş oldu.
Kariņs, “Letonya Başbakanı olarak benim de telaşım şu ki, Avrupalı önderler olarak Rusya ile diyalog başlatmak istiyorsak, Rusya’dan da gelecek birtakım adımlara muhtaçlığımız var.” sözünü kullandı.
AVRUPA BİRLİĞİ-RUSYA KRİZİ
Kırım sorunu: AB ile Kremlin içindeki siyasi bağlantılar, Rusya’nın 2014 yılında Kırım Yarımadası’nı ilhak etmesi ve Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donbas bölgesinde ayrılıkçı Rus militanlarla Ukraynalı askerler içinde çıkan çatışmalar ve gerginlik daha sonrası kopma noktasına gelmişti.
AB’nin mart ayındaki yaptırımları seyahat yasağının yanı sıra Rus siyasalların AB sonları içerisindeki mal varlıklarının dondurulması ve bankacılık süreçlerinin askıya alınması üzere aksiyonları de kapsıyordu.
AB Kurulu, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit etmesi niçiniyle birliğin uygulamakta olduğu kısıtlayıcı önlemleri 15 Eylül 2021’e kadar uzatmıştı. Yaptırımlar uyarınca mal varlığı dondurulan ve seyahat yasağı uygulanan kişi sayısı 177, şirket sayısı ise 48.
Navalny krizi: Brüksel’in Rusya’daki insan hakları ihlalleri, keyfi tutuklama ve Kremlin karşısı Aleksey Navalny’nin mahpusa atılması sebebiyle birtakım Rus yetkililere yaptırım uygulaması daha sonrası, Moskova idaresi Avrupa Parlamentosu Lideri David Sassoli de dahil 8 AB yetkilisinin Rusya’ya girişinin yasaklandığını duyurmuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Navalny’e dayanak için yapılan yasa dışı protesto şovlarına katıldıkları sebebi öne sürülerek Almanya, Polonya ve İsveç’in büyükelçiliklerinden 3 diplomatı “istenmeyen kişi” ilan etmiş, bu üç ülke de Moskova’ya karşı benzeri adım atmıştı.