Karın boşluğundaki ağrı niçiniyle 2015 yılında Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran Fatma Soylu’ya, spontane dalak patlaması teşhisi konuldu. Ameliyat olması gerektiği söylenen Soylu, geçirdiği operasyonun akabinde 3 gün hastanede kaldıktan daha sonra taburcu edildi. Lakin Soylu’nun ömrü bu saatten daha sonra tam manasıyla kâbusa döndü.
Ağrıları azalmak yerine katlanarak artan ve yürümekte bile zorlanan Soylu, ameliyattan daha sonra 3-4 sefer daha tıpkı hastaneye gitti. Şiddetli ağrıları olduğunu söylemesine karşın, bunların ameliyat daha sonrası için olağan olduğu ve hatta bu sancıları abarttığı tabir edildi. “Yaklaşık 42 gün boyunca ağrım ve sızım hiç dinmedi. Beni yerlere yatıracak biçimde ağrılarım oldu. Daima içime bir şeyler batıyor, güya kalbime bir şey saplanıyor üzere acılar hissediyordum” diyen Soylu’dan ağrıları abarttığı düşünülerek ruhsal tedavi alması istendi.
‘DOKTOR ‘AĞRIYI ABARTIYORSUN’ DEDİ’
4-5 tane ağrı kesici almasına karşın ağrılarının dayanılmaz bir hal aldığını söyleyen Soylu, “Son gidişimde Haseki Hastanesi’nde tomografi çektirmek istediğimi belirttim, Ultrason için hazırlık yapıldığı sırada tabip bana ne acıdır ki ‘benim 8 yıllık cerrahi geçmişim var. Sen bu acıları abartıyorsun’ dedi. Yani uyduruyor muyum? diye sordum. ‘Evet’ dedi. Ablam orada latife ile karışık ‘içeride bir şey unutmuş olmayasınız?’ diye sorunca da ‘saçmalamayın’ dediler” formunda konuştu.
‘TÜM METAL AYGITLARI ÇIKARDIĞINIZDAN EMİN MİSİNİZ? DİYE SORULDU’
Soylu, konuşmasını şöyleki sürdürdü: “Tomografi bakılırsavlisi ‘içeride bir şey var. Tomografiye bütün metal aygıtları çıkararak girdiğinizden emin misiniz? diye sordu. Ben de üzerimde metal bir şey olmadığını söylemiş oldum. Platin üzere bir şey koymuş olsalar tabipler aslına bakarsan bize söylerdi herbiçimde dedim. daha sonra ortalık karıştı. Allah’tan eşim işin başından beri bilgisayardaki nazaranvlinin başından hiç ayrılmadı. Yoksa tahminen o dakika üstü kapanacaktı olayın. Çabucak 2-3 cerrah başıma geldi ve ‘küçük bir operasyonumuz daha olacak, içeride ‘küçük’ bir alet unutulmuş. Ancak sıhhatinizi etkileyecek bir durum yok’ dediler. Lakin bu ortada ne bir özür, ne de siz bu kadar çekmişsiniz bizim yanılgımız özür dileriz üzere hiç bir şey de yok. Yalnızca çabucak beni ameliyata almaya çalıştılar.”
Artık hastanedeki hekimlere karşı itimat hissini kaybettiği için çabucak hastaniçin çıkmaya çalıştığını söyleyen Soylu, hekimlerin çabucak ameliyat yapılması konusunda ısrarcı davrandıklarını ve hatta vakit kaybı olması durumunda doğabilecek sorumluluğu kendilerinin alamayacağını dediğini aktardı. Soylu, “Ben açıkçası korktum, nasıl güvenebilirim bundan daha sonra onlara? O denli bir şok hayatıştım ki. Küçük bir kesim dedikleri için de biz hala sanki vida mı tampon mu? diye düşünüyoruz” formunda konuştu.
’30 SANTİMLİK MALAYI KARNIMIN NERESİNDE UNUTTULAR? BİLEMİYORUM’
Haseki Hastanesi’nden çıkıp özel bir hastanede ameliyat olan ve karnından çıkarılan 30 santim uzunluğundaki ‘cerrahi ekaratör mala’yı gösteren Soylu, “Bu büyüklükteki bir malayı karnımın neresinde unuttular bilmiyorum. Lakin içimden çıkan şey bu. Özür dilemedikleri üzere bunun olabilir bir durum olduğunu söylemiş olduler” dedi.
DAVA SONUÇLANDI: 82 BİN 71 LİRA TAZMİNAT
Hürriyet’ten Özge Eğrikar’ın haberine bakılırsa; Soylu’nun hastaneye açtığı dava 6 yıl son sonuçlandı.
İstanbul 7. Yönetim Mahkemesi kusuru Sıhhat Bakanlığı’nda sayarak Fatma Soylu’ya 82 bin 71 lira tazminat ödenmesine hükmetti.
Sıhhat Bakanlığı parayı ödedi lakin tazminatı geri almak için ameliyatı yapan hekim ve hemşireye dava açtı. Ameliyatta kullanılan araçların hemşire tarafınca tek tek sayılması ve hem doktor tıpkı vakitte ameliyat hemşiresi tarafınca bu sayımın tutanağa bağlanması gerektiğini belirten Bakanlık, Fatma Soylu’ya ödenen tazminatın hekim ve hemşireden tahsil edilmesini istedi.
Fatma Soylu, hekimlerin karnında unuttuğu 30 cm’lik malayı gösterdi.
Ağrıları azalmak yerine katlanarak artan ve yürümekte bile zorlanan Soylu, ameliyattan daha sonra 3-4 sefer daha tıpkı hastaneye gitti. Şiddetli ağrıları olduğunu söylemesine karşın, bunların ameliyat daha sonrası için olağan olduğu ve hatta bu sancıları abarttığı tabir edildi. “Yaklaşık 42 gün boyunca ağrım ve sızım hiç dinmedi. Beni yerlere yatıracak biçimde ağrılarım oldu. Daima içime bir şeyler batıyor, güya kalbime bir şey saplanıyor üzere acılar hissediyordum” diyen Soylu’dan ağrıları abarttığı düşünülerek ruhsal tedavi alması istendi.
‘DOKTOR ‘AĞRIYI ABARTIYORSUN’ DEDİ’
4-5 tane ağrı kesici almasına karşın ağrılarının dayanılmaz bir hal aldığını söyleyen Soylu, “Son gidişimde Haseki Hastanesi’nde tomografi çektirmek istediğimi belirttim, Ultrason için hazırlık yapıldığı sırada tabip bana ne acıdır ki ‘benim 8 yıllık cerrahi geçmişim var. Sen bu acıları abartıyorsun’ dedi. Yani uyduruyor muyum? diye sordum. ‘Evet’ dedi. Ablam orada latife ile karışık ‘içeride bir şey unutmuş olmayasınız?’ diye sorunca da ‘saçmalamayın’ dediler” formunda konuştu.
‘TÜM METAL AYGITLARI ÇIKARDIĞINIZDAN EMİN MİSİNİZ? DİYE SORULDU’
Soylu, konuşmasını şöyleki sürdürdü: “Tomografi bakılırsavlisi ‘içeride bir şey var. Tomografiye bütün metal aygıtları çıkararak girdiğinizden emin misiniz? diye sordu. Ben de üzerimde metal bir şey olmadığını söylemiş oldum. Platin üzere bir şey koymuş olsalar tabipler aslına bakarsan bize söylerdi herbiçimde dedim. daha sonra ortalık karıştı. Allah’tan eşim işin başından beri bilgisayardaki nazaranvlinin başından hiç ayrılmadı. Yoksa tahminen o dakika üstü kapanacaktı olayın. Çabucak 2-3 cerrah başıma geldi ve ‘küçük bir operasyonumuz daha olacak, içeride ‘küçük’ bir alet unutulmuş. Ancak sıhhatinizi etkileyecek bir durum yok’ dediler. Lakin bu ortada ne bir özür, ne de siz bu kadar çekmişsiniz bizim yanılgımız özür dileriz üzere hiç bir şey de yok. Yalnızca çabucak beni ameliyata almaya çalıştılar.”
Artık hastanedeki hekimlere karşı itimat hissini kaybettiği için çabucak hastaniçin çıkmaya çalıştığını söyleyen Soylu, hekimlerin çabucak ameliyat yapılması konusunda ısrarcı davrandıklarını ve hatta vakit kaybı olması durumunda doğabilecek sorumluluğu kendilerinin alamayacağını dediğini aktardı. Soylu, “Ben açıkçası korktum, nasıl güvenebilirim bundan daha sonra onlara? O denli bir şok hayatıştım ki. Küçük bir kesim dedikleri için de biz hala sanki vida mı tampon mu? diye düşünüyoruz” formunda konuştu.
’30 SANTİMLİK MALAYI KARNIMIN NERESİNDE UNUTTULAR? BİLEMİYORUM’
Haseki Hastanesi’nden çıkıp özel bir hastanede ameliyat olan ve karnından çıkarılan 30 santim uzunluğundaki ‘cerrahi ekaratör mala’yı gösteren Soylu, “Bu büyüklükteki bir malayı karnımın neresinde unuttular bilmiyorum. Lakin içimden çıkan şey bu. Özür dilemedikleri üzere bunun olabilir bir durum olduğunu söylemiş olduler” dedi.
DAVA SONUÇLANDI: 82 BİN 71 LİRA TAZMİNAT
Hürriyet’ten Özge Eğrikar’ın haberine bakılırsa; Soylu’nun hastaneye açtığı dava 6 yıl son sonuçlandı.
İstanbul 7. Yönetim Mahkemesi kusuru Sıhhat Bakanlığı’nda sayarak Fatma Soylu’ya 82 bin 71 lira tazminat ödenmesine hükmetti.
Sıhhat Bakanlığı parayı ödedi lakin tazminatı geri almak için ameliyatı yapan hekim ve hemşireye dava açtı. Ameliyatta kullanılan araçların hemşire tarafınca tek tek sayılması ve hem doktor tıpkı vakitte ameliyat hemşiresi tarafınca bu sayımın tutanağa bağlanması gerektiğini belirten Bakanlık, Fatma Soylu’ya ödenen tazminatın hekim ve hemşireden tahsil edilmesini istedi.
Fatma Soylu, hekimlerin karnında unuttuğu 30 cm’lik malayı gösterdi.