Anne sütünün, bebeklerin beslenmesi ve gelişmesinde rolü fazlaca büyük. O denli ki Dünya Sıhhat Örgütü, birinci 6 ay bebeklere yalnızca anne sütü verilmesini öneriyor. Zira anne sütü, bebeğin muhtaçlığı olan tüm vitamin ve mineralleri içeriyor. Anne sütünün, bebeğin büyümesini karşılamadığı yahut anne sütünün hiç olmadığı durumlarda ise tabiplerin yönlendirdiği mama ve besinler de verilebilir. “Anne sütü ile beslenen bebeklerde 5-6. aydan itibaren ana öğün olarak ek besine geçilmelidir. Doğumdan itibaren anne sütü ile değil de, mama ile beslenen çocuklarda ise 4. aydan itibaren ek besine başlanmalıdır” diyen Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Namık Kemal Akpınar, bu bahiste bilinmesi gerekenleri şu biçimde sıraladı:
Namık Kemal Akpınar
Sıvıdan katıya geçilmeli
– Blender, rondo, meyve sıkacağı ve robot üzere aparatlar birinci etapta kullanılmamalı, bilhassa meyvelerde cam rende kullanılıp birinci 10-15 gün bunlar tülbent yahut süzgeç ile süzülmeli. çabucak sonrasında, süzmeden direkt olarak cam rendeden geçirilip bebeğe verilebilir. Sıvıdan katıya yanlışsız geçilmesi gerekir.
– Bebeğe verilen birinci ek besinler orta öğün formundadır. Meyve suyu, akabinde meyve püresi ve yoğurt. Konut üretimi yoğurt tercih edilmeli. 2 emzirme içinde verilebilir. sonrasındasında da ana öğünlere geçilmeli.
– Ana öğünler de çorba ve kahvaltıdır birinci etapta. Kahvaltıdan evvel çocuk emzirilmemeli. Evvel ek besin verilmeli, sonrasındasında emzirilmeli.
– Ek besine geçişte bebeğin rastgele bir alerjik tepki gösterip göstermediğine dikkat edilmesi epeyce değerli. Her besin 2-3 gün üst üste verilmeli, tepki gelişip gelişmediği gözlenmelidir.
1 yaşına kadar bu besinler verilmemeli
– Yumurtanın beyazı, süt, bal, portakal, mandalina, çilek, konserve besinler, şekerli besinler ve şekerin kendisi verilmemeli. Bal, çilek üzere besinlerde alerji gelişme riski olabilir.
– Besinlerdeki pütürlük ölçüsü yavaş yavaş artırılmalıdır. bu biçimdece bebeklerde çiğneme işlevleri gelişir, kusma ve ağızda tutma üzere kasvetler da yaşamazlar.
Besleme sorunu mu beslenme sorunu mu?
– Besin püre biçiminde olduğu vakit ağız ve lisana pek bir bakılırsav düşmüyor aslında. Çocuk yalnızca yutuyor. Bu çocukların annelerine göre ortaya bir beslenme sorunu çıkıyor. Çocuğun kilosu olağan seyretse de burada çocukta bir beslenme meselesinden değil, “besleme” sıkıntısından kelam edilebilir. İki sorun birbirinden farklıdır. Beslenme probleminde sahiden çocuk kilo almamıştır, büyüme bedelleri geridir. Bunun altında hastalık niçinleri aranabilir lakin besleme meselesinde çocuktan fazla bakım sürecini yapan kişinin uygulamalarıyla ilgili yanlışlar vardır. Bunu düzeltmek daha zordur.
Namık Kemal Akpınar
Sıvıdan katıya geçilmeli
– Blender, rondo, meyve sıkacağı ve robot üzere aparatlar birinci etapta kullanılmamalı, bilhassa meyvelerde cam rende kullanılıp birinci 10-15 gün bunlar tülbent yahut süzgeç ile süzülmeli. çabucak sonrasında, süzmeden direkt olarak cam rendeden geçirilip bebeğe verilebilir. Sıvıdan katıya yanlışsız geçilmesi gerekir.
– Bebeğe verilen birinci ek besinler orta öğün formundadır. Meyve suyu, akabinde meyve püresi ve yoğurt. Konut üretimi yoğurt tercih edilmeli. 2 emzirme içinde verilebilir. sonrasındasında da ana öğünlere geçilmeli.
– Ana öğünler de çorba ve kahvaltıdır birinci etapta. Kahvaltıdan evvel çocuk emzirilmemeli. Evvel ek besin verilmeli, sonrasındasında emzirilmeli.
– Ek besine geçişte bebeğin rastgele bir alerjik tepki gösterip göstermediğine dikkat edilmesi epeyce değerli. Her besin 2-3 gün üst üste verilmeli, tepki gelişip gelişmediği gözlenmelidir.
1 yaşına kadar bu besinler verilmemeli
– Yumurtanın beyazı, süt, bal, portakal, mandalina, çilek, konserve besinler, şekerli besinler ve şekerin kendisi verilmemeli. Bal, çilek üzere besinlerde alerji gelişme riski olabilir.
– Besinlerdeki pütürlük ölçüsü yavaş yavaş artırılmalıdır. bu biçimdece bebeklerde çiğneme işlevleri gelişir, kusma ve ağızda tutma üzere kasvetler da yaşamazlar.
Besleme sorunu mu beslenme sorunu mu?
– Besin püre biçiminde olduğu vakit ağız ve lisana pek bir bakılırsav düşmüyor aslında. Çocuk yalnızca yutuyor. Bu çocukların annelerine göre ortaya bir beslenme sorunu çıkıyor. Çocuğun kilosu olağan seyretse de burada çocukta bir beslenme meselesinden değil, “besleme” sıkıntısından kelam edilebilir. İki sorun birbirinden farklıdır. Beslenme probleminde sahiden çocuk kilo almamıştır, büyüme bedelleri geridir. Bunun altında hastalık niçinleri aranabilir lakin besleme meselesinde çocuktan fazla bakım sürecini yapan kişinin uygulamalarıyla ilgili yanlışlar vardır. Bunu düzeltmek daha zordur.