Birleşmiş Milletler komisyonu Çarşamba günü İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki şiddet olaylarını ayrıntılarıyla anlatan bir rapor yayınladı. Her iki taraf da savaş suçlarıyla suçlanıyor. Komisyon, Gazze'deki muazzam can kaybının insanlığa karşı suç teşkil ettiğini savunuyor.
Rapor, biri Filistinli silahlı grup Hamas'ın önderlik ettiği 7 Ekim'de İsrail'e düzenlenen saldırıya, diğeri ise İsrail'in askeri tepkisine odaklanan iki paralel soruşturmadan oluşuyordu. Bu, bugüne kadarki çatışmaya ilişkin en ayrıntılı incelemelerden biridir ve Gazze'deki savaşla ilgili gelecekteki ceza davalarında kullanılması muhtemel hukuki bir analiz sunmaktadır.
İşte komisyonun bulgularına daha yakından bir bakış.
Rapor neyi ortaya çıkardı?
Raporda, Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıda öldürülen 1.200'den fazla kişinin 800'ünün sivil olduğu belirtildi. Komisyon, 36'sı çocuk olmak üzere 250'den fazla kişinin rehin alındığını söyledi.
Komisyon, İsrail güçlerini, Hamas liderliğindeki saldırılara, Filistinlilere yönelik toplu cezalandırma anlamına gelecek, sivil ölümleriyle sonuçlanan ve insanlığa karşı suç teşkil edecek şekilde karşılık vermekle suçladı. Gazze Sağlık Bakanlığı şu ana kadar 37.000'den fazla kişinin öldüğünü söyledi ancak siviller ve savaşçılar arasında ayrım yapmadı.
Komisyon, kendilerini savaşçı olmayan olarak tanımlamalarına rağmen her iki tarafın da sivillerin öldürülmesinden sorumlu olduğunu söyledi.
Raporda ayrıca çatışmanın sadece her iki taraftan da ölenler açısından değil, aynı zamanda çok sayıda yetim açısından da çocuklara zarar verdiği vurgulandı.
İsrail, özellikle Hamas'ın uyguladığı cinsel şiddet iddialarıyla ilgili olarak adli delillerin toplanabilmesini sağlamamakla suçlanıyor. Bu, “gelecekteki dava, hesap verebilirlik ve adalet olasılığını zayıflatacaktır.”
Bağımsız uluslararası soruşturma komisyonuna eski BM insan hakları komiseri Navi Pillay, Avustralyalı insan hakları hukuku uzmanı Chris Sidoti ve Hintli insan hakları ve sosyal politika uzmanı Miloon Kothari başkanlık etti.
Üç üyeli panel, mağdurlar ve tanıklarla görüşmeler gerçekleştirdi ve ayrıca uydu görüntülerini, adli tıp kayıtlarını ve fotoğraf ve video gibi açık kaynaklı verileri inceledi.
Panel, İsrail'in soruşturmaya katılmadığını tespit etti ve komisyonu önyargılı olmakla suçladı. Komisyon ayrıca İsrail'in İsrail, Gazze ve Batı Şeria'daki önemli tanıklarla iletişim kurma çabalarını engellediğini de belirtti. Gazze'ye giremeyen komisyon, görüşmelerinin çoğunu uzaktan gerçekleştirdi. Ayrıca çatışmadan Mısır ve Türkiye'ye kaçan mağdurlar ve tanıklarla da görüştü.
Hangi eylemler savaş suçu olarak sınıflandırıldı?
Komisyon, Gazze Şeridi'nin yoğun nüfuslu bölgelerine ağır silahların, hava ve topçu saldırılarının yaygın kullanımının çok büyük sivil kayıplarına yol açtığını ve “sivil nüfusa yönelik, özellikle kadınları ve çocukları etkileyen kasıtlı ve doğrudan bir saldırı oluşturduğunu” söyledi.
Raporda, İsrail'in “maksimum zarar verme niyetiyle” hareket ettiği, önlem almadığı veya eylemlerinin orantılılığını dikkate almadığı belirtildi.
Ekim ve Aralık 2023 arasında İsrail tarafından verilen 80 tahliye emrini analiz eden komisyon, İsrail'in Gazze'deki sivillere, Gazze'deki sivillere beklemeye hakları olan korumayı sağlayamadığını söyledi. Talimatlar. Komisyon, tahliye edilenlerin “tahliye yolları boyunca ve belirlenmiş güvenlik bölgelerinde hedef alındığını” söyledi. Tahliye emirlerinden bazılarının, insanlığa karşı suç teşkil edebilecek “nüfusun zorla başka yere taşınması niyetini” gösterdiğini de sözlerine ekledi.
Komisyon, Gazze kuşatmasına değinerek İsrail'in “açlığı bir savaş yöntemi olarak kullandığını” söyledi. Şöyle ekledi: “İsrail, temel malların alıkonulmasını silah haline getirdi ve insani yardım da dahil olmak üzere su, yiyecek, elektrik, yakıt ve diğer temel malzemelerin tedarikini kesintiye uğrattı. Bu, sivil halka karşı toplu cezalandırma ve misilleme anlamına gelir.”
Hamas ve 7 Ekim'deki saldırıda yer alan diğer Filistinli militanlar (bunlara sınırı geçerek İsrail'e giden siviller de dahil) vakasında komisyon, bu grupları kasten sivilleri kaçırmak ve öldürmekle suçladı. Ayrıca “birçok adam kaçırma olayının ciddi fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet kullanılarak gerçekleştirildiğini” söyledi. Komisyon, 7 Ekim saldırganlarının uluslararası insani hukukun ihlali anlamına gelen ve savaş suçu sayılabilecek çok sayıda cinsel şiddet iddiasını belgeledi.
Raporda ayrıca hasta, yaralı, esir alınan veya herhangi bir şekilde sakat kalan İsrail askerlerinin muharebe operasyonlarında öldürüldüğü ve bunun da savaş suçu teşkil edebileceği belirtildi.
Cinsel şiddete ilişkin hangi bulgulara ulaşıldı?
Raporda Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplara mensup militanların özellikle kadınlara yönelik cinsel şiddet kullandığı belirtildi. Raporda, bu tür taciz belirtileri gösteren kısmen veya tamamen çıplak vücut görüntüleri incelendi. Ayrıca cinsel organların açığa çıktığını ve elleri bağlı kadınları tasvir eden güvenilir ifadeler aldığını da söyledi.
Komisyon, medyada yer alan tecavüz, cinsel işkence veya kadın sünneti iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadığını söyledi. İsrail'in tanıklara, olay yerlerine ve kayıtlı tanık ifadelerinin düzenlenmemiş versiyonlarına erişimini engellediğini belirtti.
Raporda, cinsel şiddet vakalarının “münferit olaylar olmadığı, birçok yerde benzer şekillerde işlendiği” belirtildi. Ancak komisyon, militanlara 7 Ekim'de cinsel şiddet uygulama emri verildiğine dair inandırıcı bir kanıt bulamadığını söyledi.
Komisyon, İsrail'i Gazze'deki saldırısı sırasında işkence, taciz ve cinsel aşağılama da dahil olmak üzere cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet uygulamakla suçladı.
Gözaltındaki Filistinlilerin seyirci karşısına “tamamen veya kısmen çıplak” çıkmaya zorlandığı ve “cinsel tacize” maruz kaldıkları belirtildi.
Komisyon, bu eylemlerin çoğunun erkeklere ve oğlan çocuklarına karşı işlendiğini belirtti. Filistinli kadınlar da psikolojik şiddete ve cinsel tacize maruz kaldı.
İsrail ve Hamas raporla ilgili ne dedi?
Komisyon, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırıda İsrailli kadınlara cinsel şiddet uyguladığı yönündeki tüm iddiaları reddettiğini söyledi.
İsrail'in Cenevre'deki Birleşmiş Milletler misyonu, raporun “bu soruşturma komisyonunun İsrail karşıtı sistematik ayrımcılığının bir yansıması” olduğunu söyledi.
İsrail, komisyonun Hamas'ın sivilleri “canlı kalkan” olarak kullanmasını görmezden geldiğini söyledi. Raporda bu suçlamaya kısaca değiniliyor. Militanların büyük ölçekte sivil halkın arasına karıştığı iddiasını destekleyecek yeterli kanıt yoktu.
İsrail misyonu ayrıca komisyonun cinsel şiddet bağlamında Hamas ile İsrail ordusu arasında “çirkin ve iğrenç” bir sahte eşdeğerlik çizdiğini söyledi.
Rapor, biri Filistinli silahlı grup Hamas'ın önderlik ettiği 7 Ekim'de İsrail'e düzenlenen saldırıya, diğeri ise İsrail'in askeri tepkisine odaklanan iki paralel soruşturmadan oluşuyordu. Bu, bugüne kadarki çatışmaya ilişkin en ayrıntılı incelemelerden biridir ve Gazze'deki savaşla ilgili gelecekteki ceza davalarında kullanılması muhtemel hukuki bir analiz sunmaktadır.
İşte komisyonun bulgularına daha yakından bir bakış.
Rapor neyi ortaya çıkardı?
Raporda, Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıda öldürülen 1.200'den fazla kişinin 800'ünün sivil olduğu belirtildi. Komisyon, 36'sı çocuk olmak üzere 250'den fazla kişinin rehin alındığını söyledi.
Komisyon, İsrail güçlerini, Hamas liderliğindeki saldırılara, Filistinlilere yönelik toplu cezalandırma anlamına gelecek, sivil ölümleriyle sonuçlanan ve insanlığa karşı suç teşkil edecek şekilde karşılık vermekle suçladı. Gazze Sağlık Bakanlığı şu ana kadar 37.000'den fazla kişinin öldüğünü söyledi ancak siviller ve savaşçılar arasında ayrım yapmadı.
Komisyon, kendilerini savaşçı olmayan olarak tanımlamalarına rağmen her iki tarafın da sivillerin öldürülmesinden sorumlu olduğunu söyledi.
Raporda ayrıca çatışmanın sadece her iki taraftan da ölenler açısından değil, aynı zamanda çok sayıda yetim açısından da çocuklara zarar verdiği vurgulandı.
İsrail, özellikle Hamas'ın uyguladığı cinsel şiddet iddialarıyla ilgili olarak adli delillerin toplanabilmesini sağlamamakla suçlanıyor. Bu, “gelecekteki dava, hesap verebilirlik ve adalet olasılığını zayıflatacaktır.”
Bağımsız uluslararası soruşturma komisyonuna eski BM insan hakları komiseri Navi Pillay, Avustralyalı insan hakları hukuku uzmanı Chris Sidoti ve Hintli insan hakları ve sosyal politika uzmanı Miloon Kothari başkanlık etti.
Üç üyeli panel, mağdurlar ve tanıklarla görüşmeler gerçekleştirdi ve ayrıca uydu görüntülerini, adli tıp kayıtlarını ve fotoğraf ve video gibi açık kaynaklı verileri inceledi.
Panel, İsrail'in soruşturmaya katılmadığını tespit etti ve komisyonu önyargılı olmakla suçladı. Komisyon ayrıca İsrail'in İsrail, Gazze ve Batı Şeria'daki önemli tanıklarla iletişim kurma çabalarını engellediğini de belirtti. Gazze'ye giremeyen komisyon, görüşmelerinin çoğunu uzaktan gerçekleştirdi. Ayrıca çatışmadan Mısır ve Türkiye'ye kaçan mağdurlar ve tanıklarla da görüştü.
Hangi eylemler savaş suçu olarak sınıflandırıldı?
Komisyon, Gazze Şeridi'nin yoğun nüfuslu bölgelerine ağır silahların, hava ve topçu saldırılarının yaygın kullanımının çok büyük sivil kayıplarına yol açtığını ve “sivil nüfusa yönelik, özellikle kadınları ve çocukları etkileyen kasıtlı ve doğrudan bir saldırı oluşturduğunu” söyledi.
Raporda, İsrail'in “maksimum zarar verme niyetiyle” hareket ettiği, önlem almadığı veya eylemlerinin orantılılığını dikkate almadığı belirtildi.
Ekim ve Aralık 2023 arasında İsrail tarafından verilen 80 tahliye emrini analiz eden komisyon, İsrail'in Gazze'deki sivillere, Gazze'deki sivillere beklemeye hakları olan korumayı sağlayamadığını söyledi. Talimatlar. Komisyon, tahliye edilenlerin “tahliye yolları boyunca ve belirlenmiş güvenlik bölgelerinde hedef alındığını” söyledi. Tahliye emirlerinden bazılarının, insanlığa karşı suç teşkil edebilecek “nüfusun zorla başka yere taşınması niyetini” gösterdiğini de sözlerine ekledi.
Komisyon, Gazze kuşatmasına değinerek İsrail'in “açlığı bir savaş yöntemi olarak kullandığını” söyledi. Şöyle ekledi: “İsrail, temel malların alıkonulmasını silah haline getirdi ve insani yardım da dahil olmak üzere su, yiyecek, elektrik, yakıt ve diğer temel malzemelerin tedarikini kesintiye uğrattı. Bu, sivil halka karşı toplu cezalandırma ve misilleme anlamına gelir.”
Hamas ve 7 Ekim'deki saldırıda yer alan diğer Filistinli militanlar (bunlara sınırı geçerek İsrail'e giden siviller de dahil) vakasında komisyon, bu grupları kasten sivilleri kaçırmak ve öldürmekle suçladı. Ayrıca “birçok adam kaçırma olayının ciddi fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet kullanılarak gerçekleştirildiğini” söyledi. Komisyon, 7 Ekim saldırganlarının uluslararası insani hukukun ihlali anlamına gelen ve savaş suçu sayılabilecek çok sayıda cinsel şiddet iddiasını belgeledi.
Raporda ayrıca hasta, yaralı, esir alınan veya herhangi bir şekilde sakat kalan İsrail askerlerinin muharebe operasyonlarında öldürüldüğü ve bunun da savaş suçu teşkil edebileceği belirtildi.
Cinsel şiddete ilişkin hangi bulgulara ulaşıldı?
Raporda Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplara mensup militanların özellikle kadınlara yönelik cinsel şiddet kullandığı belirtildi. Raporda, bu tür taciz belirtileri gösteren kısmen veya tamamen çıplak vücut görüntüleri incelendi. Ayrıca cinsel organların açığa çıktığını ve elleri bağlı kadınları tasvir eden güvenilir ifadeler aldığını da söyledi.
Komisyon, medyada yer alan tecavüz, cinsel işkence veya kadın sünneti iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadığını söyledi. İsrail'in tanıklara, olay yerlerine ve kayıtlı tanık ifadelerinin düzenlenmemiş versiyonlarına erişimini engellediğini belirtti.
Raporda, cinsel şiddet vakalarının “münferit olaylar olmadığı, birçok yerde benzer şekillerde işlendiği” belirtildi. Ancak komisyon, militanlara 7 Ekim'de cinsel şiddet uygulama emri verildiğine dair inandırıcı bir kanıt bulamadığını söyledi.
Komisyon, İsrail'i Gazze'deki saldırısı sırasında işkence, taciz ve cinsel aşağılama da dahil olmak üzere cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet uygulamakla suçladı.
Gözaltındaki Filistinlilerin seyirci karşısına “tamamen veya kısmen çıplak” çıkmaya zorlandığı ve “cinsel tacize” maruz kaldıkları belirtildi.
Komisyon, bu eylemlerin çoğunun erkeklere ve oğlan çocuklarına karşı işlendiğini belirtti. Filistinli kadınlar da psikolojik şiddete ve cinsel tacize maruz kaldı.
İsrail ve Hamas raporla ilgili ne dedi?
Komisyon, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırıda İsrailli kadınlara cinsel şiddet uyguladığı yönündeki tüm iddiaları reddettiğini söyledi.
İsrail'in Cenevre'deki Birleşmiş Milletler misyonu, raporun “bu soruşturma komisyonunun İsrail karşıtı sistematik ayrımcılığının bir yansıması” olduğunu söyledi.
İsrail, komisyonun Hamas'ın sivilleri “canlı kalkan” olarak kullanmasını görmezden geldiğini söyledi. Raporda bu suçlamaya kısaca değiniliyor. Militanların büyük ölçekte sivil halkın arasına karıştığı iddiasını destekleyecek yeterli kanıt yoktu.
İsrail misyonu ayrıca komisyonun cinsel şiddet bağlamında Hamas ile İsrail ordusu arasında “çirkin ve iğrenç” bir sahte eşdeğerlik çizdiğini söyledi.