Bebek pudralarında kanserojen unsur tespit edilmesi üzerine geçtiğimiz aylarda 2.1 milyar dolarlık para cezasına çarptırılan ABD’li ilaç devi Johnson & Johnson artık de güneş kremlerini toplatma sonucu aldığını duyurdu. Firmaya ilişkin Aveeno Protect, Refresh aerosol güneş kremi ile Neutrogena markası altındaki Beach Defense aerosol, CoolDry Sport aerosol, Invisible Daily Defense aerosol ile UltraSheer aerosol güneş kremlerinde düşük seviyede de olsa benzen tespit edildi.
Bu eserlerden kimileri Türkiye’de de satılıyor. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi ve Dermatoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Kutlubay, “Johnson & Johnson firmasının ülkemizde de mevcut olan birtakım markalarına ilişkin güneş eserleri piyasadan toplatıldı. sebebi de bu eserlerde benzen isimli kanserojen olduğu bilinen bir hususun tespit edilmesiydi. Bağımsız bir araştırma şirketi bu güneş eserlerde benzen hususunu tespit etmiş ve buna istinaden de bu eserler piyasadan çekildi. Olağan koşullarda aslında benzenin güneş kremleri içerisinde bulunmaması gerekiyor. Ancak bir biçimde üretim etabında bu unsurun karışmış olabileceği belirtiliyor” dedi.
“BİR KUTU KULLANAN KANSER OLMAZ, PANİĞE GEREK YOK”
Kutlubay, “Tabii uzun müddet buna maruz kalmak, kanser gelişmenini tetikleyebiliyor. Bilhassa kan hücrelerine saldırdığı için, Lösemi üslubu birtakım kanserlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırabiliyor. O yüzden kanserojen bir husus. DSÖ’nün bir alt kuruluşu olan Milletlerarası Kanser Birliği de kullanılmasını büsbütün yasakladı aslında. Fakat maalesef ki eserlerde tespit edilince mecburen eserleri piyasadan çekmek gerekti. Bu kremi bir kutu ya da son birkaç ay içerisinde kullanmış bireyler kanser olacağım diye endişelenmemeli. Zira bu biçim unsurların kanser yapabilmesi için on senelerca maruz kalmak gerekiyor. Ezkaza da olsa bu eserleri kullananlar katiyetle paniğe kapılmasın, şayet ellerinde var ise kesinlikle onları atsın ve diğer güneş kremleri ile güneşten korunmaya devam etsinler” diye konuştu.
“GÜNEŞ KREMİ MUHAKKAK KULLANMAK ZORUNDAYIZ”
İki cins güneş kremi olduğunu ve bunlardan birinin fizikî müdafaa, ötekinin de cilt altında kimyasal yansımayla güneş ışınlarının ziyanlı tesirlerinden müdafaa özelliği oluşturduğuna değinen Doç. Dr. Kutlubay, “Fiziksel güneş kremleri dediğimiz koruyucuların içerisinde, ki daha epey bebek ve çocuk mamüllerinde tercih edilir bu, çinko oksit, titanyum dioksit üzere unsurlar var. Bunlar, gelen güneş ışığını yansıtarak işe faydalar. İkinci güneş kremi çeşidi ise aslında kimyasal bazlı eserlerdir. Bunların da içerisinde Tinorob-M, Tinorob-S üzere bir kadro güneşten gözetici hususlar olur. Bunların özelliği de güneş ışığını emerler, soğururlar ve deri altına geçmesini engellerler. Artık biliyoruz ki güneş, eski bildiğimiz dost değil. Deri kanserlerinin yüzde 90 niçini güneş ışınları. Son 50 yılda deri kanseri görülme oranı 10 kat artmış durumda ve deri kanserlerinde ölümcül olan tipleri son vakit içinderda daha fazlaca görmeye başladık. O yüzden güneşten korunmak zorundayız. Burada kıymetli olan şu, bir güneş eserinde istenmeyen bir unsur saptandı diye güneş kremleri berbattır demek hakikat değil. Bilhassa güneşten korunması mecburî olanlar ki ailesinde ya da kendisinde deri kanseri olan riskli kümedeki bireyler, bilhassa tip 1 cilt rengi dediğimiz, renkli göz, kızıl saç, açık deri rengi olan bireylerde deri kanseri ortaya çıkması ihtimali daha yüksek. Bu şahısların güneşten hayli güzel korunması gerekiyor” formunda konuştu.
“BENZEN, PARABEN, SLS, OKSİBENZON, OKTOTRİLEN BUNLAR YASAKLI MADDELER”
Kutlubay şöyleki devam etti:
“Her markanın bebek ve çocuklar için başka güneş kremleri vardır. Onların içerisinde kimyasal unsur yok. Yalnızca fizikî esirgeyici dediğimiz çinko oksit, titanyum dioksit şeklinde birtakım hususlar var. Bunlar aslına bakarsan inançlı güneş koruyucularıdır. Bunlar rahatlıkla kullanılabilir. Lakin bu kremlerin sürüldüğünde beyaz kireç üzere bir katman bırakması niçiniyle de yetişkinler o stil bir güneş koruyucuyu kullanmayı epey istemeyebiliyor. Güneş kremleri içerisinde esasen paraben ya da SLS üzere hususların bulunması şu anda yasak. Benzen, oksibenzon, oktotrilen üzere bir kadro kanserojen yapıda hususlar var. Bunlar da DSÖ ve Sıhhat Bakanlığı tarafınca yasaklandı. O niçinle güneş kremlerinde asıl kıymetli olan müdafaa faktörlü olarak kullanmak.”
“ÖNEMLİ OLAN MÜDAFAA FAKTÖRÜDÜR, SÜT, KREM YA DA LOSYON FARKETMEZ”
“Güneş kremleri üzerinde değişik faktörler müellif, 15, 30, 50 vs. 15 faktörden 30’a çıkınca iki kat korunacakmış üzere zannediyor halkımız. Aslında bu biçimde değil, 15 faktörlü güneş kremi yüzde 95 korur. 30 faktörlü güneş kremi ise yüzde 97 korur. 50 faktör güneş kremi ise yüzde 99 korur. Yani 15’ten 50’ye çıkınca müdafaa oranı üç kat artmaz, yalnızca yüzde 4 artar. Bu niçinle de 15 faktör ve üstündeki bir güneş kollayıcı kullanmak, biz dermatologlar açısından kafidir. Güneş kremleri ortalama üç dört saat güneşten korur, şayet su değmezse duş alınmazsa vs, 3-4 saat daha sonra yine sürülmesi gerekir. Bir de bu mamüllerin değişik formları var. Bunlar açısından da koruyuculukta kriteri faktör belirler. Losyonu var, sütü var, kremi var, su bazlı kremi var, yağ bazlı kremi var vs. Bunun asıl sebebi koruyuculukları değil, farklı cilt cinslerine nazaran üretilmesidir. Yani kuru cilt var, karma cilt, yağlı cilt var. Firmalar da değişik cilt çeşitleri için değişik formlarda eserler çıkarıyor. Yağlı bir cilde su bazlı krem ya da losyon yahut süt, kuru cilde yağlı krem kullanılacak üzere. Öteki özelliği de bunların kullanım kolaylığı doğal. Lakin üstündeki faktör ne ise, o kadar korur. Yani 15 yazıyorsa yüzde 95’tir koruyuculuğu.” (DHA)
Bu eserlerden kimileri Türkiye’de de satılıyor. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi ve Dermatoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Kutlubay, “Johnson & Johnson firmasının ülkemizde de mevcut olan birtakım markalarına ilişkin güneş eserleri piyasadan toplatıldı. sebebi de bu eserlerde benzen isimli kanserojen olduğu bilinen bir hususun tespit edilmesiydi. Bağımsız bir araştırma şirketi bu güneş eserlerde benzen hususunu tespit etmiş ve buna istinaden de bu eserler piyasadan çekildi. Olağan koşullarda aslında benzenin güneş kremleri içerisinde bulunmaması gerekiyor. Ancak bir biçimde üretim etabında bu unsurun karışmış olabileceği belirtiliyor” dedi.
“BİR KUTU KULLANAN KANSER OLMAZ, PANİĞE GEREK YOK”
Kutlubay, “Tabii uzun müddet buna maruz kalmak, kanser gelişmenini tetikleyebiliyor. Bilhassa kan hücrelerine saldırdığı için, Lösemi üslubu birtakım kanserlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırabiliyor. O yüzden kanserojen bir husus. DSÖ’nün bir alt kuruluşu olan Milletlerarası Kanser Birliği de kullanılmasını büsbütün yasakladı aslında. Fakat maalesef ki eserlerde tespit edilince mecburen eserleri piyasadan çekmek gerekti. Bu kremi bir kutu ya da son birkaç ay içerisinde kullanmış bireyler kanser olacağım diye endişelenmemeli. Zira bu biçim unsurların kanser yapabilmesi için on senelerca maruz kalmak gerekiyor. Ezkaza da olsa bu eserleri kullananlar katiyetle paniğe kapılmasın, şayet ellerinde var ise kesinlikle onları atsın ve diğer güneş kremleri ile güneşten korunmaya devam etsinler” diye konuştu.
“GÜNEŞ KREMİ MUHAKKAK KULLANMAK ZORUNDAYIZ”
İki cins güneş kremi olduğunu ve bunlardan birinin fizikî müdafaa, ötekinin de cilt altında kimyasal yansımayla güneş ışınlarının ziyanlı tesirlerinden müdafaa özelliği oluşturduğuna değinen Doç. Dr. Kutlubay, “Fiziksel güneş kremleri dediğimiz koruyucuların içerisinde, ki daha epey bebek ve çocuk mamüllerinde tercih edilir bu, çinko oksit, titanyum dioksit üzere unsurlar var. Bunlar, gelen güneş ışığını yansıtarak işe faydalar. İkinci güneş kremi çeşidi ise aslında kimyasal bazlı eserlerdir. Bunların da içerisinde Tinorob-M, Tinorob-S üzere bir kadro güneşten gözetici hususlar olur. Bunların özelliği de güneş ışığını emerler, soğururlar ve deri altına geçmesini engellerler. Artık biliyoruz ki güneş, eski bildiğimiz dost değil. Deri kanserlerinin yüzde 90 niçini güneş ışınları. Son 50 yılda deri kanseri görülme oranı 10 kat artmış durumda ve deri kanserlerinde ölümcül olan tipleri son vakit içinderda daha fazlaca görmeye başladık. O yüzden güneşten korunmak zorundayız. Burada kıymetli olan şu, bir güneş eserinde istenmeyen bir unsur saptandı diye güneş kremleri berbattır demek hakikat değil. Bilhassa güneşten korunması mecburî olanlar ki ailesinde ya da kendisinde deri kanseri olan riskli kümedeki bireyler, bilhassa tip 1 cilt rengi dediğimiz, renkli göz, kızıl saç, açık deri rengi olan bireylerde deri kanseri ortaya çıkması ihtimali daha yüksek. Bu şahısların güneşten hayli güzel korunması gerekiyor” formunda konuştu.
“BENZEN, PARABEN, SLS, OKSİBENZON, OKTOTRİLEN BUNLAR YASAKLI MADDELER”
Kutlubay şöyleki devam etti:
“Her markanın bebek ve çocuklar için başka güneş kremleri vardır. Onların içerisinde kimyasal unsur yok. Yalnızca fizikî esirgeyici dediğimiz çinko oksit, titanyum dioksit şeklinde birtakım hususlar var. Bunlar aslına bakarsan inançlı güneş koruyucularıdır. Bunlar rahatlıkla kullanılabilir. Lakin bu kremlerin sürüldüğünde beyaz kireç üzere bir katman bırakması niçiniyle de yetişkinler o stil bir güneş koruyucuyu kullanmayı epey istemeyebiliyor. Güneş kremleri içerisinde esasen paraben ya da SLS üzere hususların bulunması şu anda yasak. Benzen, oksibenzon, oktotrilen üzere bir kadro kanserojen yapıda hususlar var. Bunlar da DSÖ ve Sıhhat Bakanlığı tarafınca yasaklandı. O niçinle güneş kremlerinde asıl kıymetli olan müdafaa faktörlü olarak kullanmak.”
“ÖNEMLİ OLAN MÜDAFAA FAKTÖRÜDÜR, SÜT, KREM YA DA LOSYON FARKETMEZ”
“Güneş kremleri üzerinde değişik faktörler müellif, 15, 30, 50 vs. 15 faktörden 30’a çıkınca iki kat korunacakmış üzere zannediyor halkımız. Aslında bu biçimde değil, 15 faktörlü güneş kremi yüzde 95 korur. 30 faktörlü güneş kremi ise yüzde 97 korur. 50 faktör güneş kremi ise yüzde 99 korur. Yani 15’ten 50’ye çıkınca müdafaa oranı üç kat artmaz, yalnızca yüzde 4 artar. Bu niçinle de 15 faktör ve üstündeki bir güneş kollayıcı kullanmak, biz dermatologlar açısından kafidir. Güneş kremleri ortalama üç dört saat güneşten korur, şayet su değmezse duş alınmazsa vs, 3-4 saat daha sonra yine sürülmesi gerekir. Bir de bu mamüllerin değişik formları var. Bunlar açısından da koruyuculukta kriteri faktör belirler. Losyonu var, sütü var, kremi var, su bazlı kremi var, yağ bazlı kremi var vs. Bunun asıl sebebi koruyuculukları değil, farklı cilt cinslerine nazaran üretilmesidir. Yani kuru cilt var, karma cilt, yağlı cilt var. Firmalar da değişik cilt çeşitleri için değişik formlarda eserler çıkarıyor. Yağlı bir cilde su bazlı krem ya da losyon yahut süt, kuru cilde yağlı krem kullanılacak üzere. Öteki özelliği de bunların kullanım kolaylığı doğal. Lakin üstündeki faktör ne ise, o kadar korur. Yani 15 yazıyorsa yüzde 95’tir koruyuculuğu.” (DHA)