Türkiye’de coronavirüs hadise sayılarında düşüş yaşanırken, aşılama hızlandı, kısıtlamalar kaldırıldı. AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ile Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, aşılama çalışmalarını, varyant virüsleri ve kısıtlamaların kaldırılmasını kıymetlendirdi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, olay sayılarının günden güne düştüğüne dikkati çekerek, aşılanmanın değerli faktör olduğunu vurguladı.
‘SAYILAR YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRÜYOR’
Turizmin Antalya için epeyce değerli olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, aşılanmanın artması ve hadise sayısındaki düşüşle başka ülkelerden gelecek turistlerin beklendiğini tabir ederek, “Sayılar yüzümüzü güldürüyor. Hükümetin aşı siyaseti yardımıyla son devirde aşıya süratli biçimde ulaştık. Türk aşıları da en kısa vakitte devreye girer diye ümit ediyoruz. Bunun ekonomik, sıhhat, eğitim üzere tarafları var. Bunu birkaç farklı boyutta düşünmek gerekiyor. Bunları yönetmek de hiç kolay değil. Fakat Türkiye bunu hayli düzgün yönetti” dedi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala
‘DAHA UYGUNA GİDECEĞİZ’
Türkiye’nin başka ülkelerden farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, “İnşallah daha da yeterli gideceğiz. İnşallah eylülde okullarımız açılır. Mutasyonlar da inşallah berbata evrilmez. Şayet mutasyonlar ciddi biçimde karşımıza çıkmazsa eylül- ekim üzere daha yeterli günlerin bizi bekleyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.
‘DELTA VARYANTI SON DERECE SÜRATLİ BULAŞIYOR’
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, coronavirüs varyantları hakkında bilgi verdi. Rusya’da da yaygın olan delta varyantına dikkat çeken Prof. Dr. Pala, “Binlerce kere değişime uğradı. Bu değişim ortasında kimi varyantları Dünya Sıhhat Örgütü ‘endişe verici’ olarak isimlendirdi. Bunun en kıymetli sebebi, artık bu evrim geçiren virüsün yeni varyantlarının beşerden beşere daha süratli ve kolay bulaşması, daha güç tedavi edilmesi ve günümüzdeyse birtakım aşılara karşı cevabın daha düşük olması. bu biçimde olunca da pandemiyle çaba sırasında elimizi biraz zorlayan varyantlarla karşı karşıya kaldık. Bugün prestijiyle dünyada en çok telaş duyulan varyant ‘Delta’ varyantı olarak bilinen, en evvel Hindistan’da ortaya konan varyanttır. Bilhassa İngiltere de epey sayıda genom tahlili yapıldığı için ortaya konduğu üzere fazlaca süratli bulaşıyor, bireyler tesirli aşılarla 2 doz aşılanmamışsa hasta yapma mümkünlüğü yüksek, hastalığın geçirilmesi sürecinde de güzelleşme biraz daha sıkıntı gerçekleşebiliyor” dedi.
‘TÜRKİYE’DE ALTYAPI OLUŞTURULMALI’
Türkiye’de çabucak hemen delta varyantının ne durumda olduğunu bilmediklerini tabir eden Prof. Dr. Pala, “Çünkü Sıhhat Bakanlığı bu kaygı verici varyantları yakından takip edecek, detaylı olarak sekans tahlili yapılan genom inceleme yaklaşımına sahip değil. Birinci yapılması gereken işlerden bir tanesi süratlice bütün alt yapıyı kullanarak konsorsiyum oluşturarak, Türkiye’deki teşhis konmuş, doğrulanmış olguların en az onda birini inceleyerek hangi varyantların hangi vilayetlerde nasıl bulaştığın yakından incelenmesi gerekir. Türkiye çabucak hemen salgını denetim altına alamadı. Salgının denetim altına alınması için günde 1200 olayın altına düşemedik. Vefat sayılarımız hala yüksek, azalmış durumda değil. Artık Rusya’dan uçuşlar özgür bırakıldığı için, Rusya’da da delta varyantının son 2 haftada önemli biçimde yükselişe geçtiği Rus yetkililer tarafınca belirtildiğı için bu sürecin yakından takip edilmesi uygun olacaktır” diye konuştu.
‘YILIN SON ÇEYREĞİNDE RAHAT NEFES ALABİLİRİZ’
Pandemiye karşı 2 tip kuvvetli cevap verilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Pala, “Birincisi aşılama. İkincisi de toplumsal hareketliliğin azaltılması. Şu anda Türkiye, son 1 haftadır kuvvetli aşıyla günde 1 milyon üzerinde aşı yaparak fazlaca değerli cevap veriyor. Şayet biz günde 1 milyon üzeri aşılamayı uzun vakit devam ettirip, 60 milyon kişiyi 120 milyon aşılayacak duruma önümüzdeki 2 aylık müddette getirecek olursak, bu yılın son çeyreğine rahat bir nefes alarak girebiliriz” dedi.
‘ÖZELLİKLE KAPALI ALANLARDAKİ YAŞAMA BİÇİMİMİZE DİKKAT ETMELİYİZ’
Toplumsal hareketliliği sınırlayacak bilhassa de kapalı ortamları denetim altına alabilecek düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Ancak bunu sağlayabilmek için bir yandan aşılama süratle devam ederken, bilhassa kapalı alanlardaki çalışma ve ömür biçimimize dikkat etmemiz gerekir. Bu hastalık bilhassa kapalı alanlarda bulaşıyor. Açık havadaysanız, aşınızı olmuşsanız, fizikî aralığınızı koruyabiliyorsanız, fazlaca fazla bağırıp süratle nefesinin epey uzaklara gidebileceği beşerler kelam konusu değilse bu biçimde maske kullanması ortadan kaldırılabilir. Kapalı alanlar, havalandırma şartları, hala bu hastalık için fazlaca büyük risk oluşturduğundan buna dikkat etmek gerekir. Şu an Türkiye’nin tekrar yasakları konuşmasının gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Burada alınması gereken tedbir, kişinin hasta olduğu saptandıktan daha sonra hastanede yahut sıhhat kuruluşunda izole edilmesi, o bireyle temaslı olup hasta olmasından kuşkulanılan şahısların de hastalığın en uzun kuluçka mühleti kadar karantina altına alınması olmalıydı” diye konuştu. (DHA)
‘SAYILAR YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRÜYOR’
Turizmin Antalya için epeyce değerli olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, aşılanmanın artması ve hadise sayısındaki düşüşle başka ülkelerden gelecek turistlerin beklendiğini tabir ederek, “Sayılar yüzümüzü güldürüyor. Hükümetin aşı siyaseti yardımıyla son devirde aşıya süratli biçimde ulaştık. Türk aşıları da en kısa vakitte devreye girer diye ümit ediyoruz. Bunun ekonomik, sıhhat, eğitim üzere tarafları var. Bunu birkaç farklı boyutta düşünmek gerekiyor. Bunları yönetmek de hiç kolay değil. Fakat Türkiye bunu hayli düzgün yönetti” dedi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala
‘DAHA UYGUNA GİDECEĞİZ’
Türkiye’nin başka ülkelerden farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, “İnşallah daha da yeterli gideceğiz. İnşallah eylülde okullarımız açılır. Mutasyonlar da inşallah berbata evrilmez. Şayet mutasyonlar ciddi biçimde karşımıza çıkmazsa eylül- ekim üzere daha yeterli günlerin bizi bekleyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.
‘DELTA VARYANTI SON DERECE SÜRATLİ BULAŞIYOR’
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, coronavirüs varyantları hakkında bilgi verdi. Rusya’da da yaygın olan delta varyantına dikkat çeken Prof. Dr. Pala, “Binlerce kere değişime uğradı. Bu değişim ortasında kimi varyantları Dünya Sıhhat Örgütü ‘endişe verici’ olarak isimlendirdi. Bunun en kıymetli sebebi, artık bu evrim geçiren virüsün yeni varyantlarının beşerden beşere daha süratli ve kolay bulaşması, daha güç tedavi edilmesi ve günümüzdeyse birtakım aşılara karşı cevabın daha düşük olması. bu biçimde olunca da pandemiyle çaba sırasında elimizi biraz zorlayan varyantlarla karşı karşıya kaldık. Bugün prestijiyle dünyada en çok telaş duyulan varyant ‘Delta’ varyantı olarak bilinen, en evvel Hindistan’da ortaya konan varyanttır. Bilhassa İngiltere de epey sayıda genom tahlili yapıldığı için ortaya konduğu üzere fazlaca süratli bulaşıyor, bireyler tesirli aşılarla 2 doz aşılanmamışsa hasta yapma mümkünlüğü yüksek, hastalığın geçirilmesi sürecinde de güzelleşme biraz daha sıkıntı gerçekleşebiliyor” dedi.
‘TÜRKİYE’DE ALTYAPI OLUŞTURULMALI’
Türkiye’de çabucak hemen delta varyantının ne durumda olduğunu bilmediklerini tabir eden Prof. Dr. Pala, “Çünkü Sıhhat Bakanlığı bu kaygı verici varyantları yakından takip edecek, detaylı olarak sekans tahlili yapılan genom inceleme yaklaşımına sahip değil. Birinci yapılması gereken işlerden bir tanesi süratlice bütün alt yapıyı kullanarak konsorsiyum oluşturarak, Türkiye’deki teşhis konmuş, doğrulanmış olguların en az onda birini inceleyerek hangi varyantların hangi vilayetlerde nasıl bulaştığın yakından incelenmesi gerekir. Türkiye çabucak hemen salgını denetim altına alamadı. Salgının denetim altına alınması için günde 1200 olayın altına düşemedik. Vefat sayılarımız hala yüksek, azalmış durumda değil. Artık Rusya’dan uçuşlar özgür bırakıldığı için, Rusya’da da delta varyantının son 2 haftada önemli biçimde yükselişe geçtiği Rus yetkililer tarafınca belirtildiğı için bu sürecin yakından takip edilmesi uygun olacaktır” diye konuştu.
‘YILIN SON ÇEYREĞİNDE RAHAT NEFES ALABİLİRİZ’
Pandemiye karşı 2 tip kuvvetli cevap verilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Pala, “Birincisi aşılama. İkincisi de toplumsal hareketliliğin azaltılması. Şu anda Türkiye, son 1 haftadır kuvvetli aşıyla günde 1 milyon üzerinde aşı yaparak fazlaca değerli cevap veriyor. Şayet biz günde 1 milyon üzeri aşılamayı uzun vakit devam ettirip, 60 milyon kişiyi 120 milyon aşılayacak duruma önümüzdeki 2 aylık müddette getirecek olursak, bu yılın son çeyreğine rahat bir nefes alarak girebiliriz” dedi.
‘ÖZELLİKLE KAPALI ALANLARDAKİ YAŞAMA BİÇİMİMİZE DİKKAT ETMELİYİZ’
Toplumsal hareketliliği sınırlayacak bilhassa de kapalı ortamları denetim altına alabilecek düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Ancak bunu sağlayabilmek için bir yandan aşılama süratle devam ederken, bilhassa kapalı alanlardaki çalışma ve ömür biçimimize dikkat etmemiz gerekir. Bu hastalık bilhassa kapalı alanlarda bulaşıyor. Açık havadaysanız, aşınızı olmuşsanız, fizikî aralığınızı koruyabiliyorsanız, fazlaca fazla bağırıp süratle nefesinin epey uzaklara gidebileceği beşerler kelam konusu değilse bu biçimde maske kullanması ortadan kaldırılabilir. Kapalı alanlar, havalandırma şartları, hala bu hastalık için fazlaca büyük risk oluşturduğundan buna dikkat etmek gerekir. Şu an Türkiye’nin tekrar yasakları konuşmasının gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Burada alınması gereken tedbir, kişinin hasta olduğu saptandıktan daha sonra hastanede yahut sıhhat kuruluşunda izole edilmesi, o bireyle temaslı olup hasta olmasından kuşkulanılan şahısların de hastalığın en uzun kuluçka mühleti kadar karantina altına alınması olmalıydı” diye konuştu. (DHA)