Haber tarafından incelenen 2011 hükümet değerlendirmesine göre baraj projesi 2010 yılında temel attı. Değerlendirmeye göre, ayaklanmadan kısa bir süre önce, 1 Şubat 2011 itibarıyla proje yalnızca “genel hazırlıklar ve hafriyat işlerini” gerçekleştirmişti. Ne beton ne asfalt döküldüğü, boru döşenmediği söylendi.
Ancak belgeye göre Libya zaten yaklaşık 6 milyon dolar ödemişti.
Libyalı savcılar Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Arsel su idaresindeki yetkililerin, “şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair kanıtlara rağmen” ayaklanmanın bir sonucu olarak çalışmaların durdurulmasından yıllar sonra ek ödemeler yaptığını söyledi. Ne kadar ek para ödendiği veya fonların ne zaman aktarıldığı belirtilmedi. 2011 tahminine göre Arsel’in iş durduruluncaya kadar ilave 655.847$ alması bekleniyordu.
Arsel’in sahibi Orhan Özer bu yazıya yorum yapmaktan kaçındı.
O dönemde neredeyse tüm kamu altyapısı, sözleşmede adı olsun ya da olmasın, Albay Kaddafi’nin merkezi altyapı otoritesi olan İdari Merkezleri Geliştirme Örgütü tarafından yönetiliyordu. Bunun beyni Ali Dbeiba’ydı ve Libyalı savcılar onu daha sonra düzenli olarak kontrol ettiği veya kendisine rüşvet veren, çoğu Türk olan şirketlere ihaleler vermekle suçladı. Savcılar onun 7 milyar doları cebine attığını söyledi.
Arsel’in web sitesinin arşivlenen ve selden sonra silinen versiyonuna göre Arsel’in ODAC ile başka birçok projesi daha vardı. Soruşturmayla ilgili olarak Arsel’in adı hiçbir zaman kamuya açıklanmadı ve olaya karışan belirli şirketlerin isimleri verilmedi.
Bağımsız bir medya ağı olan Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Bay Dbeiba, ganimeti dünya çapında düzinelerce banka hesabına ve lüks mülklere sakladı. Mülkler arasında Libya’nın İskoç polisinin araştırmasını istediği İskoçya’daki milyonlarca dolarlık evler de vardı.
Ancak belgeye göre Libya zaten yaklaşık 6 milyon dolar ödemişti.
Libyalı savcılar Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Arsel su idaresindeki yetkililerin, “şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair kanıtlara rağmen” ayaklanmanın bir sonucu olarak çalışmaların durdurulmasından yıllar sonra ek ödemeler yaptığını söyledi. Ne kadar ek para ödendiği veya fonların ne zaman aktarıldığı belirtilmedi. 2011 tahminine göre Arsel’in iş durduruluncaya kadar ilave 655.847$ alması bekleniyordu.
Arsel’in sahibi Orhan Özer bu yazıya yorum yapmaktan kaçındı.
O dönemde neredeyse tüm kamu altyapısı, sözleşmede adı olsun ya da olmasın, Albay Kaddafi’nin merkezi altyapı otoritesi olan İdari Merkezleri Geliştirme Örgütü tarafından yönetiliyordu. Bunun beyni Ali Dbeiba’ydı ve Libyalı savcılar onu daha sonra düzenli olarak kontrol ettiği veya kendisine rüşvet veren, çoğu Türk olan şirketlere ihaleler vermekle suçladı. Savcılar onun 7 milyar doları cebine attığını söyledi.
Arsel’in web sitesinin arşivlenen ve selden sonra silinen versiyonuna göre Arsel’in ODAC ile başka birçok projesi daha vardı. Soruşturmayla ilgili olarak Arsel’in adı hiçbir zaman kamuya açıklanmadı ve olaya karışan belirli şirketlerin isimleri verilmedi.
Bağımsız bir medya ağı olan Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Bay Dbeiba, ganimeti dünya çapında düzinelerce banka hesabına ve lüks mülklere sakladı. Mülkler arasında Libya’nın İskoç polisinin araştırmasını istediği İskoçya’daki milyonlarca dolarlık evler de vardı.