Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Doruğu’na son kere katılan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Polonya ile yaşanan yargı krizini işaret ederek, “Hukukun üstünlüğü, AB’nin merkezinde yer almaktadır” dedi.
Belçika’nın Brüksel kentinde 27 üye ülkenin devlet liderlerinin iştirakiyle bir ortaya gelen Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Doruğu, Polonya ile yaşanan yargı krizinin gölgesinde başladı.
Polonya Anayasa Mahkemesi’nin, AB hukukunun Polonya maddelerinden üstün olamayacağı istikametindeki sonucu ile şiddetlenen tartışmalar, Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Zirvesi’nde de devam etti.
YARGI KRİZİNE DİKKAT ÇEKTİ
nazaranvini devretmeye hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel son sefer katıldığı AB Önderler Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, yargı krizine ait tahlil bulunması istikametinde davette bulundu.
Merkel, “Hukukun üstünlüğü, AB’nin merkezinde yer almaktadır. Burada bir daha bir ortaya gelmenin yollarını ve imkanlarını bulmamız gerekiyor, zira Avrupa Adalet Divanı önünde bir dizi hukuksal ihtilaf, hukukun üstünlüğünün nasıl yaşanabileceğine çabucak hemen bir tahlil değil” sözlerini kullandı.
Konuşmasında, Polonya’nın yargı sistemiyle ilgili uzun müddettir devam eden uyuşmazlıkta daha sert tedbirler almasını isteyen Avusturya, Lüksemburg, Belçika ve Hollanda üzere ülkelerin tersine uzlaşmacı bir yol izleyen Merkel, “Burası meselelerin tahlili için yeterli bir yer” sözlerini kaydetti. Yüksek güç fiyatlarına müdahale etme konusundaki isteksizliğini lisana getiren Merkel, “Bence sağduyulu reaksiyon vermeliyiz. Almanya’da bunu her durumda yapacağız, pazarı büsbütün kapatmamalıyız, tersine daha fazla pazar sağlamalıyız” dedi.
POLONYA’DA YARGI KRİZİ NASIL BAŞLADI?
Geçtiğimiz 8 Ekim’de Polonya Anayasa Mahkemesi, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki’nin AB hukuku ile ulusal kanunların çeliştiği durumlarda hangi yasanın üstün kabul edileceğinin belirlenmesi için yaptığı müracaat kararı “AB maddelerinin ulusal maddelerden üstün kabul edilmesinin Polonya anayasasına aykırı” olduğuna hükmetmişti.
Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu Genel Konseyinde yaptığı açıklamada, karara reaksiyon göstermiş, “Polonya Anayasa Mahkemesi’nin son sonucu AB’nin temellerinin sorgulanmasına niye olmuştur. Bu, Avrupa hukuk tertibinin birliğine direkt bir meydan okumadır” tabirlerini kullanmıştı. Leyen, Polonya’nın AB bedellerine ziyan vermesini önlemek için harekete geçeceğini, yasal, mali ve siyasi seçeneklerin değerlendirildiğini belirterek, yaptırım sinyali vermişti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise yaptığı açıklamada, “Şantaj baskısı altında hareket etmeyeceğiz. AB’nin yetkinliklerini daima olarak genişlettiği konusunda hemfikir değiliz, lakin mevcut uyuşmazlıkların tahlili hakkında olağan olarak dostça bir biçimde konuşacağız” tabirlerini kaydetmişti.
Belçika’nın Brüksel kentinde 27 üye ülkenin devlet liderlerinin iştirakiyle bir ortaya gelen Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Doruğu, Polonya ile yaşanan yargı krizinin gölgesinde başladı.
Polonya Anayasa Mahkemesi’nin, AB hukukunun Polonya maddelerinden üstün olamayacağı istikametindeki sonucu ile şiddetlenen tartışmalar, Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Zirvesi’nde de devam etti.
YARGI KRİZİNE DİKKAT ÇEKTİ
nazaranvini devretmeye hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel son sefer katıldığı AB Önderler Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, yargı krizine ait tahlil bulunması istikametinde davette bulundu.
Merkel, “Hukukun üstünlüğü, AB’nin merkezinde yer almaktadır. Burada bir daha bir ortaya gelmenin yollarını ve imkanlarını bulmamız gerekiyor, zira Avrupa Adalet Divanı önünde bir dizi hukuksal ihtilaf, hukukun üstünlüğünün nasıl yaşanabileceğine çabucak hemen bir tahlil değil” sözlerini kullandı.
Konuşmasında, Polonya’nın yargı sistemiyle ilgili uzun müddettir devam eden uyuşmazlıkta daha sert tedbirler almasını isteyen Avusturya, Lüksemburg, Belçika ve Hollanda üzere ülkelerin tersine uzlaşmacı bir yol izleyen Merkel, “Burası meselelerin tahlili için yeterli bir yer” sözlerini kaydetti. Yüksek güç fiyatlarına müdahale etme konusundaki isteksizliğini lisana getiren Merkel, “Bence sağduyulu reaksiyon vermeliyiz. Almanya’da bunu her durumda yapacağız, pazarı büsbütün kapatmamalıyız, tersine daha fazla pazar sağlamalıyız” dedi.
POLONYA’DA YARGI KRİZİ NASIL BAŞLADI?
Geçtiğimiz 8 Ekim’de Polonya Anayasa Mahkemesi, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki’nin AB hukuku ile ulusal kanunların çeliştiği durumlarda hangi yasanın üstün kabul edileceğinin belirlenmesi için yaptığı müracaat kararı “AB maddelerinin ulusal maddelerden üstün kabul edilmesinin Polonya anayasasına aykırı” olduğuna hükmetmişti.
Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu Genel Konseyinde yaptığı açıklamada, karara reaksiyon göstermiş, “Polonya Anayasa Mahkemesi’nin son sonucu AB’nin temellerinin sorgulanmasına niye olmuştur. Bu, Avrupa hukuk tertibinin birliğine direkt bir meydan okumadır” tabirlerini kullanmıştı. Leyen, Polonya’nın AB bedellerine ziyan vermesini önlemek için harekete geçeceğini, yasal, mali ve siyasi seçeneklerin değerlendirildiğini belirterek, yaptırım sinyali vermişti.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise yaptığı açıklamada, “Şantaj baskısı altında hareket etmeyeceğiz. AB’nin yetkinliklerini daima olarak genişlettiği konusunda hemfikir değiliz, lakin mevcut uyuşmazlıkların tahlili hakkında olağan olarak dostça bir biçimde konuşacağız” tabirlerini kaydetmişti.