Savaştan kaçan iki gencin hikayesi… Avrupa’da mülteci krizinin farklı yüzü
Biri Ukraynalı, başkası Sudanlı… İkisi de ülkelerindeki savaştan kaçarak Polonya’ya sığındı ancak öyküleri fazlaca farklı. New York Times gazetesinin tecrübelerini aktardığı iki genç içindeki bu fark, dünyayı saran mülteci krizinde yaşanan fecî bir gerçeği ortaya koyuyor.
Sudan’daki savaştan kaçan Albagir ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi üzerine ülkesini terk etmek zorunda kalan Katya, geçen ay birebir anda Polonya’ya geçti. ABD’nin itibarlı yayınlarından New York Times, iki sığınmacının farklı tecrübelere dayalı öyküsünü ele aldığı makaleyle “coğrafyanın baht olduğunu” bir kere daha gözler önüne serdi.
Ukrayna’da savaşın patlak verdiği gün 22 yaşındaki Sudanlı mülteci Albagir, Polonya hududunda peşindeki insansız hava araçlarından kaçarak hayatta kalmaya çalışıyordu. Gece vaktiydi ve hava buz üzereydi. Tıp öğrencisi olan Sudanlı genç, başka Afrikalı sığınmacılarla Polonya’ya geçmeye çalışıyordu.
Tıpkı gece Ukrayna’nın Odessa kentine yakın küçük bir kasabada yaşayan 21 yaşındaki Katya Maslova da Rus işgalinden kaçmak üzere ailesiyle otomobile atlayıp yola çıktı. Katya, “O anda nereye gittiğimizi bilmiyorduk” dedi.
Katya Maslova ve annesi, kendilerini konutlarına kabul eden Polonyalı Poterek ailesiyle birlikte.
AVRUPA UKRAYNALILARA KUCAK AÇTI
New York Times, daha sonraki iki haftada birebir yaşlardaki bu iki gencin başına gelenlerin Avrupa’da mülteci krizindeki eşitsizlikleri gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Albagir Polonya’da ırkçılığa ve şiddete maruz kaldı, Katya ise kendilerine yardım eden bir Polonyalı bir ailenin konutuna sığındı.
Ukrayna şu anda Avrupa’daki mülteci krizinin merkezinde yer alsa da Orta Doğu’da ve Afrika’da binlerce mülteci ülkelerindeki savaşlardan kaçıyor ve gittikleri yerde Ukraynalılar kadar müsamahayla karşılanmıyor.
Rus işgali daha sonrasında Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçerken, biroldukça Avrupa ülkesi Ukraynalılara kucak açtı, Avrupa Birliği de ülkeden gelenlere üç yıla kadar oturum müsaadesi vereceğini duyurdu.
Albagir ve arkadaşı, Polonya-Belarus hududunda ormanda saklanırken.
ORTA DOĞULULAR VE AFRİKALILAR O KADAR ŞANSLI DEĞİL
Belarus’tan Polonya’ya kaçak olarak giren ve bir kasabaya sığınan Albagir, Ukrayna’daki savaşın şokunu yaşıyor. Avrupa ülkelerinin Orta Doğu ve Afrika’dan gelenlerin girişini engelleme eforlarıyla karşılaştırıldığında Ukraynalı mültecilerin coşkuyla karşılanması, Albagir üzere birfazlaca bireyde ırkçılıkla karşı karşıya oldukları inancını güçlendiriyor.
Brüksel’de yaşayan mülteci uzmanı Camille Le Coz, Avrupalıların Ukraynalıları “kendilerinden biri” üzere gördüğünü belirterek “Bu, farklı mülteci kümelerinin hayli farklı muamele gördüğü birinci olay değil” diyor.
Varşova’da animasyon eğitimi alan Katya, hudutta insanların kendilerine verdiği dayanaktan dolayı memnunluktan ağladığını anlatıyor. Genç bayanın hayali Polonya’da eğitimine devam etmek.
Katya ve kız kardeşi Alisa, Varşoba sokaklarında gezerken.
Darfur’daki savaşa doğan ve vahim tecrübeler yaşayan Albagir ise öğrenci vizesiyle Moskova’ya gitmiş lakin savaş patlak verince ve yaptırımlar sertleşince bir daha kaçmak zorunda kalmış. birlikteindeki kümeyle Polonya polisi tarafınca gözaltına alınan ve ormana sürülen Albagir, Belarus polisinin de kendilerini ülkeye almadığını ve “Geri dönerseniz sizi öldürürüz” söylemiş olduğini söylüyor. Genç adam, günlerce iki ülke içinde sıkıştıktan daha sonra Polonyalı bir aktivistin kendilerine yardım ettiğini ve şu anda Varşova’da sığındıkları konuttan dışarı çıkamadıklarını söz ediyor.
Almanya’ya gitmek istediğini belirten Albagir, hayalinin hekim olmak olduğunu söylüyor. Sudanlı genç, yaşadıklarının en önemli niçininin ırkçılık olduğuna emin ve nispeten gelişmiş ülkelerde eğitimli insanların güç durumdakilere yönelik ayrımcı muamelesinden duyduğu üzüntüyü lisana getiriyor.
Alıntıdır
Biri Ukraynalı, başkası Sudanlı… İkisi de ülkelerindeki savaştan kaçarak Polonya’ya sığındı ancak öyküleri fazlaca farklı. New York Times gazetesinin tecrübelerini aktardığı iki genç içindeki bu fark, dünyayı saran mülteci krizinde yaşanan fecî bir gerçeği ortaya koyuyor.
Sudan’daki savaştan kaçan Albagir ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi üzerine ülkesini terk etmek zorunda kalan Katya, geçen ay birebir anda Polonya’ya geçti. ABD’nin itibarlı yayınlarından New York Times, iki sığınmacının farklı tecrübelere dayalı öyküsünü ele aldığı makaleyle “coğrafyanın baht olduğunu” bir kere daha gözler önüne serdi.
Ukrayna’da savaşın patlak verdiği gün 22 yaşındaki Sudanlı mülteci Albagir, Polonya hududunda peşindeki insansız hava araçlarından kaçarak hayatta kalmaya çalışıyordu. Gece vaktiydi ve hava buz üzereydi. Tıp öğrencisi olan Sudanlı genç, başka Afrikalı sığınmacılarla Polonya’ya geçmeye çalışıyordu.
Tıpkı gece Ukrayna’nın Odessa kentine yakın küçük bir kasabada yaşayan 21 yaşındaki Katya Maslova da Rus işgalinden kaçmak üzere ailesiyle otomobile atlayıp yola çıktı. Katya, “O anda nereye gittiğimizi bilmiyorduk” dedi.
Katya Maslova ve annesi, kendilerini konutlarına kabul eden Polonyalı Poterek ailesiyle birlikte.
AVRUPA UKRAYNALILARA KUCAK AÇTI
New York Times, daha sonraki iki haftada birebir yaşlardaki bu iki gencin başına gelenlerin Avrupa’da mülteci krizindeki eşitsizlikleri gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Albagir Polonya’da ırkçılığa ve şiddete maruz kaldı, Katya ise kendilerine yardım eden bir Polonyalı bir ailenin konutuna sığındı.
Ukrayna şu anda Avrupa’daki mülteci krizinin merkezinde yer alsa da Orta Doğu’da ve Afrika’da binlerce mülteci ülkelerindeki savaşlardan kaçıyor ve gittikleri yerde Ukraynalılar kadar müsamahayla karşılanmıyor.
Rus işgali daha sonrasında Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçerken, biroldukça Avrupa ülkesi Ukraynalılara kucak açtı, Avrupa Birliği de ülkeden gelenlere üç yıla kadar oturum müsaadesi vereceğini duyurdu.
Albagir ve arkadaşı, Polonya-Belarus hududunda ormanda saklanırken.
ORTA DOĞULULAR VE AFRİKALILAR O KADAR ŞANSLI DEĞİL
Belarus’tan Polonya’ya kaçak olarak giren ve bir kasabaya sığınan Albagir, Ukrayna’daki savaşın şokunu yaşıyor. Avrupa ülkelerinin Orta Doğu ve Afrika’dan gelenlerin girişini engelleme eforlarıyla karşılaştırıldığında Ukraynalı mültecilerin coşkuyla karşılanması, Albagir üzere birfazlaca bireyde ırkçılıkla karşı karşıya oldukları inancını güçlendiriyor.
Brüksel’de yaşayan mülteci uzmanı Camille Le Coz, Avrupalıların Ukraynalıları “kendilerinden biri” üzere gördüğünü belirterek “Bu, farklı mülteci kümelerinin hayli farklı muamele gördüğü birinci olay değil” diyor.
Varşova’da animasyon eğitimi alan Katya, hudutta insanların kendilerine verdiği dayanaktan dolayı memnunluktan ağladığını anlatıyor. Genç bayanın hayali Polonya’da eğitimine devam etmek.
Katya ve kız kardeşi Alisa, Varşoba sokaklarında gezerken.
Darfur’daki savaşa doğan ve vahim tecrübeler yaşayan Albagir ise öğrenci vizesiyle Moskova’ya gitmiş lakin savaş patlak verince ve yaptırımlar sertleşince bir daha kaçmak zorunda kalmış. birlikteindeki kümeyle Polonya polisi tarafınca gözaltına alınan ve ormana sürülen Albagir, Belarus polisinin de kendilerini ülkeye almadığını ve “Geri dönerseniz sizi öldürürüz” söylemiş olduğini söylüyor. Genç adam, günlerce iki ülke içinde sıkıştıktan daha sonra Polonyalı bir aktivistin kendilerine yardım ettiğini ve şu anda Varşova’da sığındıkları konuttan dışarı çıkamadıklarını söz ediyor.
Almanya’ya gitmek istediğini belirten Albagir, hayalinin hekim olmak olduğunu söylüyor. Sudanlı genç, yaşadıklarının en önemli niçininin ırkçılık olduğuna emin ve nispeten gelişmiş ülkelerde eğitimli insanların güç durumdakilere yönelik ayrımcı muamelesinden duyduğu üzüntüyü lisana getiriyor.
Alıntıdır