Fazla şeker tüketiminin damarlarda ve organlarda önemli hasarlara yol açtığını hatırlatan Uludüz, “Şekeri 14 gün ha-yatınızdan çıkartmayı deneyin. Bu kadar kısa mühlet bile size sağlıklı hayatın kapılarını aralar” dedi.
Uzmanların ‘bir bağımlılık’ olarak tanımladığı şeker tüketimini sonlandırmak şart… Çünkü gün ortasında gerek kimi içeceklerle gerek tatlılarla gerekse hazır besin tüketimiyle ağır biçimde şeker yükleniyoruz…
Prof. Dr. Derya Uludüz
halbukiki günlük şeker muhtaçlığını karşılamak için yalnızca yarım muz tüketmenin bile kâfi olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, “Damarlarda kronik enflamasyonun birincil sebebi olan sıradan şeker tüketimi damarları yaşlandırırken ömrü de kısaltıyor. Tüm bunların yanı sıra beyne de önemli ziyanlar veriyor” dedi ve yalnızca 2 hafta müddetle şeker ve sıradan karbonhidrattan uzak durmanın bedene faydalarını şu biçimde sıraladı…
TATLI KRİZLERİ BİTER VE DAHA UZUN MÜDDET TOK KALIRSINIZ
Ani kan şekeri düşüşleri tatlı krizlerinin birinci sebebidir. Diyelim ki öğlen yemeğinde hoş bir salata yanında tahminen ızgarada pişmiş bir et yediniz ya da pirinç pilavı yerine glisemik indeksi düşük bulgur pilavını tercih ettiniz. Bize açlık hissettiren insülin hormonu yavaş yavaş yükseleceği için daha geç acıkırsınız. bu biçimdece tatlı krizi ortadan kalkar.
DAHA ENERJİK OLURSUNUZ
Bir araştırmada 10 gün boyunca deneklere gofret ya da şekerleme üzere bir atıştırmalık veriliyor. ondan sonrasında güç, yorgunluk ve genel hissiyatlarını değerlendirmeleri isteniyor. Bunun kararında daha evvelki yürüyüşleri sırasında tüm iştirakçiler kendilerini enerjik hissettiklerini belirtirken atıştırma daha sonrası için güç seviyelerinin daha düşük olduğunu tabir ediyorlar. Alışılmış bu araştırmanın yalnızca pratik kısmı. Bilimsel olarak aslına bakarsanız şeker tüketimi beyindeki kimi kimyasalların salınımını etkiliyor. Fazla şeker tüketimiyle endorfin ve serotonin hormonları daha az salgılandığı için yorgunluk hissi de artıyor.
CİLDİNİZ PARLAR
Bu başlık biz bayanlar için daha ehemmiyet taşıyor. Şeker cildin erken yaşlanmasına parlaklığının azalmasına ve daha fazla akne oluşumuna niye oluyor. Şeker tükettikçe insülin hormonu daha fazla salgılanır hale geliyor ve bu da bayanlarda androjen hormonunu yükselterek sivilce oluşumunu tetikliyor. Erkeklerde ise insülinin yükselmesi erkeklik hormonu testosteronun azalmasına yol açıyor.
DAMAR İLTİHABI RİSKİNİZ AZALIR
Fazla şeker tüketimi damarlarda plak oluşumunu ve enflamasyon dediğimiz damarlarda kronik iltihabı artırıyor. Bu da eklem ağrıları, damar ömrünün kısalması, diyabet üzere meselelere ve hastalıklara niye oluyor. Beyne giden kan damarları da enflamasyona ve ateroskleroz dediğimiz damar sertliğine maruz kalıyor. Kan akımı etkilenen beyinde inme, damar tıkanıklıkları meydana geliyor. Beyinde enflamasyon olması ise demans yani bunama ve Alzheimer üzere hastalıkların da kıymetli niçinlerden biri olarak gösteriliyor. Günümüzde kimi araştırmacılar Alzheimer hastalığını Tip 3 diyabet hastalığı olarak kabul ediyor. Özetle şeker ve sıradan karbonhidratın beyin için ‘zehir’ özelliği taşıdığını akılda tutmak gerekiyor. Şekeri bıraktığınızda 14 gün ortasında bile bu iltihaplanma azalıyor.
KONSANTRASYONUNUZ ARTAR
Şekerli besin tükettikçe daima kan şekerinin ani iniş çıkışlarına maruz kalınıyor ve halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu yaşanıyor. Ayrıyeten beyin daima ‘fazla’ şekerle beslenmeye alıştığı için tek güç kaynağını kullanarak tembelleşiyor. Lakin şekeri bıraktığınız vakit hudut hücreleri daha fazla uyarılarak yenilerini üretmesi gerektiğini düşünüyor ve bu biçimdece yeni hücreler oluşuyor.
HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK ACIKTIRIR
Şekerli yiyecekler protein ya da glisemik indeksi düşük yiyeceklere oranla kan şekerini daha süratli yükseltir. Bunu fark eden pankreas daha fazla insülin salgılar ki kandaki yüksek şeker bedene ziyan vermesin. İnsülin şekeri susturmak için fazla salgılandığından dolayı kısa müddette tekrar aç hissetmeye yol açar. bu biçimdece beden bir daha açlık sinyalleri vermeye başlar. aslına bakarsanız insülin direnci de tam olarak bu biçimde gelişir. Beden insüline karşı bir tolerans geliştirir ve onun sesini duyamaz olur. Bu niçinle insülin her seferinde biraz daha fazla salgılanmaya başlar. Bu da kişiyi bir kısır döngüye sokar. Şekerli bir şey yedikçe daha süratli ve apansız acıkır, acıktıkça da şekerli şeyler tüketir. Bu da karaciğer yağlanmasına, obeziteye, göbek bölgesinde kilo artışına, insülin direnci ile başlayıp diyabete kadar giden bir surece niye olabilir. Şayet rastgele bir tatlı, şekerli besin yiyecekseniz yanında yoğurt, süt ya da badem, fındık üzere bir protein tüketin. bu biçimdelikle evvel kan şekerinin birdenbire çok yükselmesini ve daha sonra da insülinin yüksek ölçüde salgılanmasını engellersiniz.
Uzmanların ‘bir bağımlılık’ olarak tanımladığı şeker tüketimini sonlandırmak şart… Çünkü gün ortasında gerek kimi içeceklerle gerek tatlılarla gerekse hazır besin tüketimiyle ağır biçimde şeker yükleniyoruz…
Prof. Dr. Derya Uludüz
halbukiki günlük şeker muhtaçlığını karşılamak için yalnızca yarım muz tüketmenin bile kâfi olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, “Damarlarda kronik enflamasyonun birincil sebebi olan sıradan şeker tüketimi damarları yaşlandırırken ömrü de kısaltıyor. Tüm bunların yanı sıra beyne de önemli ziyanlar veriyor” dedi ve yalnızca 2 hafta müddetle şeker ve sıradan karbonhidrattan uzak durmanın bedene faydalarını şu biçimde sıraladı…
TATLI KRİZLERİ BİTER VE DAHA UZUN MÜDDET TOK KALIRSINIZ
Ani kan şekeri düşüşleri tatlı krizlerinin birinci sebebidir. Diyelim ki öğlen yemeğinde hoş bir salata yanında tahminen ızgarada pişmiş bir et yediniz ya da pirinç pilavı yerine glisemik indeksi düşük bulgur pilavını tercih ettiniz. Bize açlık hissettiren insülin hormonu yavaş yavaş yükseleceği için daha geç acıkırsınız. bu biçimdece tatlı krizi ortadan kalkar.
DAHA ENERJİK OLURSUNUZ
Bir araştırmada 10 gün boyunca deneklere gofret ya da şekerleme üzere bir atıştırmalık veriliyor. ondan sonrasında güç, yorgunluk ve genel hissiyatlarını değerlendirmeleri isteniyor. Bunun kararında daha evvelki yürüyüşleri sırasında tüm iştirakçiler kendilerini enerjik hissettiklerini belirtirken atıştırma daha sonrası için güç seviyelerinin daha düşük olduğunu tabir ediyorlar. Alışılmış bu araştırmanın yalnızca pratik kısmı. Bilimsel olarak aslına bakarsanız şeker tüketimi beyindeki kimi kimyasalların salınımını etkiliyor. Fazla şeker tüketimiyle endorfin ve serotonin hormonları daha az salgılandığı için yorgunluk hissi de artıyor.
CİLDİNİZ PARLAR
Bu başlık biz bayanlar için daha ehemmiyet taşıyor. Şeker cildin erken yaşlanmasına parlaklığının azalmasına ve daha fazla akne oluşumuna niye oluyor. Şeker tükettikçe insülin hormonu daha fazla salgılanır hale geliyor ve bu da bayanlarda androjen hormonunu yükselterek sivilce oluşumunu tetikliyor. Erkeklerde ise insülinin yükselmesi erkeklik hormonu testosteronun azalmasına yol açıyor.
DAMAR İLTİHABI RİSKİNİZ AZALIR
Fazla şeker tüketimi damarlarda plak oluşumunu ve enflamasyon dediğimiz damarlarda kronik iltihabı artırıyor. Bu da eklem ağrıları, damar ömrünün kısalması, diyabet üzere meselelere ve hastalıklara niye oluyor. Beyne giden kan damarları da enflamasyona ve ateroskleroz dediğimiz damar sertliğine maruz kalıyor. Kan akımı etkilenen beyinde inme, damar tıkanıklıkları meydana geliyor. Beyinde enflamasyon olması ise demans yani bunama ve Alzheimer üzere hastalıkların da kıymetli niçinlerden biri olarak gösteriliyor. Günümüzde kimi araştırmacılar Alzheimer hastalığını Tip 3 diyabet hastalığı olarak kabul ediyor. Özetle şeker ve sıradan karbonhidratın beyin için ‘zehir’ özelliği taşıdığını akılda tutmak gerekiyor. Şekeri bıraktığınızda 14 gün ortasında bile bu iltihaplanma azalıyor.
KONSANTRASYONUNUZ ARTAR
Şekerli besin tükettikçe daima kan şekerinin ani iniş çıkışlarına maruz kalınıyor ve halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu yaşanıyor. Ayrıyeten beyin daima ‘fazla’ şekerle beslenmeye alıştığı için tek güç kaynağını kullanarak tembelleşiyor. Lakin şekeri bıraktığınız vakit hudut hücreleri daha fazla uyarılarak yenilerini üretmesi gerektiğini düşünüyor ve bu biçimdece yeni hücreler oluşuyor.
HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK ACIKTIRIR
Şekerli yiyecekler protein ya da glisemik indeksi düşük yiyeceklere oranla kan şekerini daha süratli yükseltir. Bunu fark eden pankreas daha fazla insülin salgılar ki kandaki yüksek şeker bedene ziyan vermesin. İnsülin şekeri susturmak için fazla salgılandığından dolayı kısa müddette tekrar aç hissetmeye yol açar. bu biçimdece beden bir daha açlık sinyalleri vermeye başlar. aslına bakarsanız insülin direnci de tam olarak bu biçimde gelişir. Beden insüline karşı bir tolerans geliştirir ve onun sesini duyamaz olur. Bu niçinle insülin her seferinde biraz daha fazla salgılanmaya başlar. Bu da kişiyi bir kısır döngüye sokar. Şekerli bir şey yedikçe daha süratli ve apansız acıkır, acıktıkça da şekerli şeyler tüketir. Bu da karaciğer yağlanmasına, obeziteye, göbek bölgesinde kilo artışına, insülin direnci ile başlayıp diyabete kadar giden bir surece niye olabilir. Şayet rastgele bir tatlı, şekerli besin yiyecekseniz yanında yoğurt, süt ya da badem, fındık üzere bir protein tüketin. bu biçimdelikle evvel kan şekerinin birdenbire çok yükselmesini ve daha sonra da insülinin yüksek ölçüde salgılanmasını engellersiniz.