Türk Tabipler Birliği (TTB) Etik Konseyi doktorla birey ve toplum içindeki temel kıymet inancı tabir eden Hekimlik Andı ile ilgili tartışmalara dikkat çekerek, insan hakkı ihlallerinin arttığı, İstanbul Mukavelesi’nin yok sayıldığı bir siyasi iklim ortamında yaşanıyor olmasının tesadüf olmadığını belirtti.
Hekimlik Andı’nın tıp fakültesini bitiren tabiplerin meslek hayatına başlamadan evvel temel mesleksel bedelleri koruyacaklarına, hangi şartlarda olursa olsun, hekimliği mesleğin kozmik etik pahaları çerçevesinde yürüteceklerine dair kendilerine ve topluma verdikleri bir kelam olduğunun altını çizdi. Hekimlik Andı’nın aslında Dünya Tabipler Birliği’nin (DTB) en eski siyaset dokümanı olan Cenevre Bildirgesi olduğunu hatırlattı.
AYRIMCILIK YAPMAMA PRENSİBİ ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Kimi üniversitelerde mesleğin en temel, üniversal prensiplerinden olan “ayrımcılık yapmama” üzerinden tartışmalar yürütüldüğüne dikkat çeken Etik Konsey, “Söz konusu üniversitelerin yöneticilerinin ant metninde yer alan ve ayrımcılık yapmamaya dair ilkeyi açıklayan ‘cinsiyet, cinsel yönelim ve etnik köken’ sözlerini ant metninden çıkarma gayretine girdiklerini, üniversal kabul nazarann metni yok sayarak üniversite senatosunun onaylayacağı metnin okunmasına müsaade vereceklerini öğreniyoruz. Hekimlik Andı,Dünya Tabipler Birliği’nin (DTB) hekimlik mesleğinin etik bedellerini koruyan en temel ve en dengeli belgesidir” denilerek andın değiştirilmesinin her hangi bir tıp fakültesi yahut üniversite senatosunun yetkisinde olmadığı vurgulandı.
DEĞİŞİKLİK İSTENMESİ RASLANTI DEĞİL
TTB Etik Konseyi, “Hekimlik Andı’ndan, tabibin nazaranvi ile hastası ortasına girmesine müsaade vermeyeceği özellikler ortasında yer alan etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelimin çıkartılmak istenmesinin, insan hakkı ihlallerinin arttığı, İstanbul Mukavelesi’nin yok sayıldığı bir siyasi iklim ortamında yaşanıyor olmasının tesadüf olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Sakarya ve İnönü üniversitelerinde Hekimlik Andı’nın içeriğinin bu istikamette değiştirilmesi teşebbüsleri, hekimliğin mesleksel bedellerine güç odaklarının müdahale teşebbüsü manasına gelmektedir. Doktorlar, etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgili ayrımcı tavır ve davranışlar içine girmemeli, bu özelliklerinden dolayı bireylere sıhhat hizmeti vermekten kaçınmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, binlerce yıllık tarihi süzgeçten geçerek üniversal kabul görmüş mesleksel pahaların belirli bir anlayışın hayat görüşü doğrultusunda değiştirilmesi imkanlı olmadığı üzere, bu tıp teşebbüslerde bulunulması kabul edilemez. Doktorlar şimdiye kadar olduğu üzere bundan daha sonra da bireylerin var olan farklılıklarını dikkate almaksızın, rastgele bir ayrım yapmadan hastalarının ve toplumun acılarını dindirmeye devam edecektir” tabirlerini kamuoyu ile paylaştı.
Hekimlik Andı’nın tıp fakültesini bitiren tabiplerin meslek hayatına başlamadan evvel temel mesleksel bedelleri koruyacaklarına, hangi şartlarda olursa olsun, hekimliği mesleğin kozmik etik pahaları çerçevesinde yürüteceklerine dair kendilerine ve topluma verdikleri bir kelam olduğunun altını çizdi. Hekimlik Andı’nın aslında Dünya Tabipler Birliği’nin (DTB) en eski siyaset dokümanı olan Cenevre Bildirgesi olduğunu hatırlattı.
AYRIMCILIK YAPMAMA PRENSİBİ ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Kimi üniversitelerde mesleğin en temel, üniversal prensiplerinden olan “ayrımcılık yapmama” üzerinden tartışmalar yürütüldüğüne dikkat çeken Etik Konsey, “Söz konusu üniversitelerin yöneticilerinin ant metninde yer alan ve ayrımcılık yapmamaya dair ilkeyi açıklayan ‘cinsiyet, cinsel yönelim ve etnik köken’ sözlerini ant metninden çıkarma gayretine girdiklerini, üniversal kabul nazarann metni yok sayarak üniversite senatosunun onaylayacağı metnin okunmasına müsaade vereceklerini öğreniyoruz. Hekimlik Andı,Dünya Tabipler Birliği’nin (DTB) hekimlik mesleğinin etik bedellerini koruyan en temel ve en dengeli belgesidir” denilerek andın değiştirilmesinin her hangi bir tıp fakültesi yahut üniversite senatosunun yetkisinde olmadığı vurgulandı.
DEĞİŞİKLİK İSTENMESİ RASLANTI DEĞİL
TTB Etik Konseyi, “Hekimlik Andı’ndan, tabibin nazaranvi ile hastası ortasına girmesine müsaade vermeyeceği özellikler ortasında yer alan etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelimin çıkartılmak istenmesinin, insan hakkı ihlallerinin arttığı, İstanbul Mukavelesi’nin yok sayıldığı bir siyasi iklim ortamında yaşanıyor olmasının tesadüf olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Sakarya ve İnönü üniversitelerinde Hekimlik Andı’nın içeriğinin bu istikamette değiştirilmesi teşebbüsleri, hekimliğin mesleksel bedellerine güç odaklarının müdahale teşebbüsü manasına gelmektedir. Doktorlar, etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgili ayrımcı tavır ve davranışlar içine girmemeli, bu özelliklerinden dolayı bireylere sıhhat hizmeti vermekten kaçınmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, binlerce yıllık tarihi süzgeçten geçerek üniversal kabul görmüş mesleksel pahaların belirli bir anlayışın hayat görüşü doğrultusunda değiştirilmesi imkanlı olmadığı üzere, bu tıp teşebbüslerde bulunulması kabul edilemez. Doktorlar şimdiye kadar olduğu üzere bundan daha sonra da bireylerin var olan farklılıklarını dikkate almaksızın, rastgele bir ayrım yapmadan hastalarının ve toplumun acılarını dindirmeye devam edecektir” tabirlerini kamuoyu ile paylaştı.